Afetler sebebiyle oluşan hasarlarda sigorta güvencesi önem taşıyor

Afetler sebebiyle oluşan hasarlarda sigorta güvencesi önem taşıyor

Koru Sigorta Genel Müdürü Kasım Yılmaz, 6 Şubat tarihinde, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen ve Kahramanmaraş’ın yanı sıra Malatya, Gaziantep, Hatay, Adana, Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis ve Elazığ olmak üzere 11 ili etkileyen depremler hakkında açıklamalarda bulundu.

Ülkemizi sarsan deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dileyerek sözlerine başlayan Koru Sigorta Genel Müdürü Kasım Yılmaz, “Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem felaketi, depremin topraklarımızın bir gerçeği olduğunu bizlere bir kez daha acı bir şekilde gösterdi. Türkiye’nin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşadık. Depremlerden etkilenen bölgelerde vatandaşlarımızın, sivil toplum ve kamu kuruluşlarının büyük bir çaba ve özveriyle seferberlik gösterdiğini görüyoruz. Meydana gelen felaketler, deprem farkındalığının, doğru yapılaşmanın ve sigortanın önemini bize bir kez daha gösterdi. Koru Sigorta olarak ilk günden bu yana depremin yaralarını sarmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bölgedeki sigortalılarımıza kesintisiz hizmet verebilmek adına hasarları önceliklendirerek süreci kolaylaştırdık. 500 kişilik çadır alımı yaparak deprem bölgesine sevkiyatını gerçekleştirdik ve çalışanlarımızın da desteği ile tedarik edilen giysi, beslenme, hijyen malzemesi gibi ihtiyaç malzemelerini hızlıca bölgeye ulaştırdık” ifadelerini kullandı.

‘SİGORTA BİLİNCİ ARTMALI’

Depremden sonraki süreçte hayatın hızla normale dönmesinde sigortanın da önemli bir rolü olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Yaraların hızla sarılma sürecinde sigorta, önemli bir rol üstleniyor. 1999 tarihinde meydana gelen depremlerin ardından 2000 yılında çıkarılan ve her konut için yaptırılması şartı koşulan Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS), zararların hızla tazmin edilmesinde büyük bir öneme sahip. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilen limitler dahilinde nakit olarak karşılıyor. 25 Kasım 2022 tarihinden itibaren bütün yapı tiplerinde azami teminat tutarı (sigorta bedeli) 640 bin lira olarak belirlenmiştir. Ancak burada meskenin metre karesini doğru bildirmek önem arz ediyor. Ödenecek primi düşürmek adına metre kareyi düşük göstermek eksik sigortaya sebep olacağından sigortalı olası hasar anında olması gerekenden daha düşük tazminat alacaktır. Ülkemizin bir gerçeği olan depreme karşı sigortaya olan farkındalığın ve bilincin artması, deprem sonrası oluşan hasarları hızla gidermek için önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada her an karşılaşabileceğimiz deprem riskine karşı sigortaya olan bilincin yaygınlaşması ve farkındalığın artması gerektiği düşüncesindeyim” açıklamasında bulundu.

Ülkemizde yaşanan deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerdeki zararların devlet üzerinde ciddi yük oluşturduğunu vurgulayan Yılmaz, “Daha önce de vurguladığımız gibi sigorta poliçeleri üzerinden alınan vergilerde azalışa gidilmesi ve bireylerin sigorta poliçeleri için ödemiş oldukları primleri ödediği vergilerden indirebilmesi, sigortalılık oranını artıracak ve bu sayede hasar alan sigortalıların devlet üzerindeki yükü de azalacaktır. Böylece ekonominin işleyişinde de aksama oluşmayacak, çarklar dönmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

‘DASK VE KONUT SİGORTASI FARKI İYİ ANLAŞILMALI’

Zorunlu Deprem Sigortası ile konut sigortası arasındaki farkın iyi anlatılması gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Zorunlu Deprem Sigortası’nın binaları teminat altına alan bir poliçe olduğunu, konut sigortasının ise binanın yanı sıra evin içindeki eşyayı; yangın, hırsızlık, su baskını gibi pek çok riske karşı koruma sağladığını iyi anlatmalıyız. Konut sigortası ile evinizi, eşyalarınızı hatta komşularınıza verilecek zararları bile teminat altınıza alabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.

‘AFET GERÇEKLEŞMEDEN TEDBİR ALINMALI’

Zorunlu Deprem Sigortası dışında deprem teminatı içeren diğer sigorta ürünlerinin de önemine değinen Yılmaz, “Her an kapımızı çalabilecek olan deprem felaketine karşı önlemimizi bir an önce almalıyız. Deprem sonrası oluşacak zararları tazmin edebilmek ve hayatın normale dönebilmesi için sigorta güvencesi büyük öneme sahip. Bu tür büyük felaketlerden sonra sigortaya olan ilginin arttığını görüyoruz. Bu noktada Zorunlu Deprem Sigortası dışında varlıklarımızı korumak için deprem teminatı içeren diğer sigorta ürünleri de önem taşıyor. Bu noktada vatandaşlarımız afetler gerçekleşmeden önce gerekli tedbirleri almalı ve sigorta yaptırmalıdır” şeklinde konuştu.