AYM, grev yasağına karşı eylem yapan işçiyi haklı buldu

AYM, grev yasağına karşı eylem yapan işçiyi haklı buldu

Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikanın aldığı grev kararının hükümet tarafından ertelenmesi nedeniyle iş yavaşlatma eylemine katılan bir işçinin iş akdinin feshedilmesinin hak ihlali olduğunu belirledi.

Grev ertelemesine karşı iş yavaşlatma eylemine katılan Birleşik Metal İş sendikasına üye bir işçinin açtığı davada karar birliği ile alındı.

İŞ YAVAŞLATMA EYLEMİNE KATILDIĞI İÇİN İŞTEN ATILDI

2015 yılı ocak ayında metal iş kolunda faaliyet gösteren bir iş yeri ile sendika arasında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sonuç alınamaması neticesinde gerçekleştirilmek istenen grev, hükümetin ‘grev erteleme’ kararı nedeniyle uygulamaya konulamadı.

Erteleme kararı sonrası işyerindeki işçiler günde 20-25 dakika süren iş yavaşlatma eylemi gerçekleştirdi. İşyeri bu olayın ardından 30 işçiyi tazminatsız bir şekilde işten çıkardı. İş Mahkemesi, işe iade kararı verirken sendikal tazminat talebini ise reddetti. İşveren kararı Yargıtay’da temyize götürürken üst mahkeme iş akdinin feshini haklı buldu.

TAZMİNAT ÖDENECEK

Söz konusu işçi Yargıtay kararının ardından AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, işçinin sendika hakkının ihlal edildiğine karar vererek tazminata hükmetti. Mahkeme kararında, sendika hakkının ihlal edildiğini belirterek 18 bin TL tazminata hükmetti ve davanın iş mahkemesine yeniden gönderilmesine karar verdi.

AYM, daha önce Birleşik Metal İşçileri Sendikasının aldığı grev kararının ertelenmesinde sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini hatırlatarak yerel mahkemenin sendika hakkının gerektirdiği etkili bir yargısal inceleme yapmadığını belirtti.

‘SENDİKA HAKKINA MÜDAHALE’

Kararda şu ifadeler yer aldı:

“Anasaya’nın 54. maddesinin birinci fıkrasına göre TİS görüşmeleri sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptir. Dolayısıyla grev hakkı, işçilerin ekonomik ve sosyal taleplerini dile getirmelerini sağlayan en güçlü iş mücadelesi araçlarından biridir.

Bu bağlamda Anayasa’mın 54. maddesinin dördüncü fıkrasında grevin ertelenebileceği haller ve işyerlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Anayasal güvence altına alınan grev hakkının taşıdığı önem dikkate alındığında hakkı sınırlayıcı zorlayıcı nedenin inandırıcı biçimde ve açıklıkla ortaya konması gerekmektedir. Aksi halde anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hâle gelmektedir.

‘TOLERANS GÖSTERİLMELİ’

Bu itibarla işçilerin ekonomik, sosyal ve çalışma koşullarını etkileyen uygulamalara yönelik kısa süreli, demokratik bir hakkın kullanımı niteliğindeki protesto eylemlerine tolerans gösterilmelidir.

İncelenen başvuruda Yargıtay, yalnızca grev erteleme kararının varlığı nedeniyle başvurucunun kanunsuz eylemde bulunduğunu ve iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini belirtmiş; daha ileri bir değerlendirmede bulunmamıştır.

Anayasa Mahkemesinin başvuruya konu grev erteleme kararına ilişkin sendika hakkının ihlal edildiği sonucuna varması ve başvurucunun katıldığı eylemin de TİS’e ilişkin uyuşmazlıkların dile getirilmesi amacına yönelik, kısa süreli ve barışçıl olduğu göz önünde bulundurulduğunda anılan eylem sendika hakkı kapsamında değerlendirilmelidir.

Tüm bu açıklamalar kapsamında somut başvuruda işveren tarafından başvurucunun sendika hakkına yapılan müdahalenin onun ve başkalarının sendika haklarını kullanmaları üzerinde caydırıcı bir etkiye neden olacağı, buna karşın derece mahkemelerince söz konusu anayasal hakkın gerektirdiği etkili bir yargısal inceleme yapılmaması nedeniyle devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getiremediği kanaatine ulaşılmıştır.

Açıklanan gerekçeyle Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”