Çiğdem Altun Akgün: Merak eden öğrenir, arayan bulur!

Çiğdem Altun Akgün: Merak eden öğrenir, arayan bulur!

PSM/ÖZEL HABER

Chippin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Çiğdem Altun Akgün geleceğin bankacılığı ile ilgili soruları PSM okurları için yanıtladı…
PSM dergisi Açık Bankacılık panelinde, açık bankacılık alanındaki son teknolojiler ve yeni fırsatlar masaya yatırılırken, konuşmacılar açık bankacılık düzenlemelerini değerlendirip gelecek öngörülerini paylaştılar.

Sektörün okulları olarak bilinen şirketlerde çalışmış, ödeme sistemlerinin neredeyse tüm alanlarına değmiş ve masanın her iki yanında da bulunmuş Çiğdem Altun Akgün, bu ay Zirve Yolunda konuğumuz oldu.
Başarılı kariyer yolculuğunu tek kelimeyle özetliyor Çiğdem: “Merak!” Ardından da şöyle ekliyor: “Dönemimdeki eğitim sistemi, yoğun iş temposu veya farklı kurumsal kültürler bu duyguyu törpülemeye çalışsa da ben kişisel olarak hep canlı tutmaya çalıştım. Bir görüşme satışa dönmediyse müşterimizin nedenlerini merak edip anlamaya çalışırım. Bir proje önceliklendirilmediyse karşılaştığımız sorunların dip nedenine inmeye çalışırım. Sektörü, regülasyonları ve teknolojik gelişmeleri merak eder, işime nasıl uyarlayacağıma kafa yorarım. Her zaman aramakla bulunmadığını biliyorum ancak sonuçlara ulaşanların da hep arayanlar olduğu bir gerçek. İşte bu felsefeyi de iş hayatıma uyarlamaya çalışıyorum.”

Önce kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İzmir’de büyüdüm. Üniversite eğitimi için İstanbul’a geldim ve Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun oldum, 18 yıllık finans ve teknoloji kariyerimde pazarlama iletişiminden elektronik paraya, ödeme sistemlerinin hemen her alanına temas ettim. Evliyim, bir kız çocuk ve bir de köpek annesiyim.

Akbank, GÖSAŞ (Garanti BBVA Ödeme Sistemleri) gibi “sektörün okulu” dediğimiz kurumlarda kariyer yolculuğunuza başlamışsınız. Kariyer gelişiminizi ve Chippin ile kesişen hikayenizi bize anlatır mısınız?
Akbank da GÖSAŞ da bahsettiğiniz gibi sektörün okulları. Bugün neredeyse tüm FinTek şirketlerinde gerek kurucu gerekse yönetici seviyesinde iş arkadaşlarımız başarıyla sektöre yön veriyor. Ben de Mine Könüman, Mehmet Sezgin, Onur Genç gibi sektör temsilcileriyle çalıştım. Bu benim için büyük şanstı.
Kariyerimin ilk yıllarında ödeme sistemlerinde yeni ürün ve fonksiyonlar hayata geçiyordu. Akbank’ta iletişim ve ürün yönetimi, GÖSAŞ’ta Shop&Miles-Miles&Smiles dönüşümde ürün yöneticiliği, BonusFlaş’ın proje ekibi ve e-ticaret ve gıda perakendesinde sektör yöneticiliği yaptım.
Amazon’un Türkiye’ye girişi benim kariyerimde dönüm noktası oldu. Bu dünya devinin bankalarla doğrudan çalışmak yerine iyzico’yu tercih etmesi o dönem benim için bir başarısızlıktı. Ama bir taraftan da FinTek ekosistemine ilgi ve merakımı artırdı. Bu merak da yeni bir kapıyı araladı. iyzico’da ticari pazarlamadan sorumlu yönetici oldum. Sonrasında Hepsipay cüzdanın kuruluşunda satış ve pazarlama ekiplerini yönettim. Şimdi de Chippin’de Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak tüm sektörlerden lider oyuncularla CRM, veri analitiği ve kampanya odaklı olarak çalışıyorum.

Uzun süredir FinTek ekosisteminin içindesiniz. Değişim ve dönüşümün hızlı olduğu bir sektörde çalışmak sizi nasıl besliyor?
“FinTek ekosistemindekilere rahat yok” diyebilirim. Gerek büyüme gerekse gelir odaklı çalıştığımız için yenilik getirmek, denenmemişi denemek, risk almak işimizin en önemli parçası. Bir yeniliğin içerisinde bütçesini, ürün foksiyonalitesini, pazarlamasını ve müşteri ilişkilerini çalışmak zorundayız. Bu da multifonksiyonel ve hızlı olmayı beraberinde getiriyor. Usta bir satranç oyuncusu gibi sonraki hamlelerin getirilerini hesaplayarak risk analizi yapıyoruz. Ancak çevik (agile) çalıştığımız için yol haritamızı değiştirmekten de korkmuyoruz. Benim avantajım FinTek’lerden önce büyük bankalarda hem acquiring hem de issuing alanlarında dijital dönüşümün ivme kazandığı dönemde çalışmak oldu. Masanın iki tarafında da bulunduğum için FinTek ekosistemine ayak uydurmakta zorlanmadım.

Kadınların finans ve teknoloji sektöründeki yerini değerlendirir misiniz?
Kadınların finans ve finansın özellikle de pazarlama alanında yıllardır belirgin bir hakimiyeti var. İletişim ve insan ilişkilerinde başarılıyız, yönetim ve liderlik stillerinde de işbirlikçi olduğumuzu düşünüyorum. Teknoloji sektöründe ise hala temsiliyetimiz yeterli değil maalesef. Bu da toplumsal cinsiyet rolleriyle ve fırsat eşitliğiyle ilişkili. Devlet politikaları, sivil inisiyatifler, şirketler ve medya tarafından desteklenen programlarla birkaç on yıl içerisinde değiştirilebilecek bir düzen içerisinde sıkışmış gibi hissediyoruz çoğu zaman. Çok başarılı ve donanımlı kadrolarla yıllardır bu sektörün içerisinde biz de varız ve temsiliyetimizi üst yönetim kadrolarında da artırıyoruz.

Chippin’i bir de sizden dinlesek, yılın ilk yarısı nasıl geçti? 2024 hedefleriniz neler?
Chippin, sadakat programlarını çeşitli ödeme yöntemleriyle birleştirerek markalara ve tüketicilere kazançlı alışveriş imkânı sunan bir platform. Geçen yıl uygulamamızı yeniledik ve fonksiyon setini geliştirdik. Anlaşmalı marka sayımızı da artırarak her sektörden lider oyuncularıyla iş birliği yaptık. Kasalarla doğrudan entegrasyon yapıyoruz. Chippin’liler Migros, Opet, Carrefour, LC Waikiki, Arçelik, İpekyol, Kiğılı, Madame Coco, Burger King gibi saymakla bitmeyen onlarca değerli markada mobil ödeme yapabiliyor, uygulama içerisinden sadakat kart üyeliği başlatabiliyor, kazandıkları puanları kolayca takip edebiliyor. 3 milyona yaklaşan kullanıcı sayımız, 5 milyonu aşan veri tabanımız ve 1 milyonun üzerinde sadakat kart sayımızı 2024 yılının sonunda 1.5 katına çıkaracağız. Entegrasyon aşamasında olduğumuz birçok yeni marka da Chippin kullanıcılarıyla buluşacak.
Çok yeni lansmanını yaptığımız bir fonksiyonla ekonomik sürdürülebilirlik için de önemli bir adım attık. Chippin, KOBİ’ler için kendi müşteri veri izinlerini alma ve saklama hizmeti sağlıyor. Böylece kendi kampanyalarını yapma ve duyurma imkanına sahip oluyorlar. Lokal işletmeler için de daha demokratik bir rekabet ortamı sağlıyoruz.
Bu yıl hayata geçirdiğimiz bir diğer ürünümüz Joyalty ile markaların veri toplamadan tekilleştirmeye, segmentasyon yapısından sadakat (loyalty) sistemleri oluşturmaya varıncaya dek tek bir ürünle tüm CRM, kampanya ve iletişimlerini çoklu kanal (omnichannel) yönetmelerini sağlıyoruz. API temelli, mikro servis mimarisiyle entegrasyonu kolay, gerek bulut gerekse firmaların kendi ortamlarında on prem çalışabilecek, yapay zeka destekli Joyalty, finans ve perakende sektörleri için değer yaratıyor. Joyalty’yi yurt dışı pazarlara açmak da bu yılki hedeflerimiz arasında.

Organizasyonunuzda kadın-erkek çalışan dağılımı nasıl? Kadın çalışanların veya yöneticilerin artmasına yönelik bir uygulamanız var mı?
Chippin’de şu an çalışanlarımızın yüzde 47’si kadın. Bunlar arasında çok değerli veri bilimciler, yazılımcılar ve analistler var. Hedefimiz bu oranı en az yüzde 50 olacak şekilde korumak. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) tarafından yürütülen ve “ETKİ 10x10x10” küresel girişiminde topluluk olarak yer aldığımız HeForShe hareketi, bu kapsamda çok kritik bir öneme sahip. Devlet liderleri, şirketler ve üniversiteleri toplumsal cinsiyet eşitliği için buluşturan HeForShe, tüm Koç Topluluğu paydaşlarına ilham vermeyi hedefliyor.

Başarılı bir lider olarak iş hayatında size bu başarıyı kazandıran etkenler neler oldu?
Tek kelimeyle özetlemek gerekirse merak. Dönemimdeki eğitim sistemimiz, yoğun iş temposu veya farklı kurumsal kültürler bu duyguyu törpülemeye çalışsa da ben kişisel olarak hep canlı tutmaya çalıştım. Bir görüşme satışa dönmediyse müşterimizin nedenlerini merak edip anlamaya çalışırım, bir proje önceliklendirilmediyse karşılaştığımız sorunların dip nedenine inmeye çalışırım. Sektörü, regülasyonları ve teknolojik gelişmeleri merak eder, işime nasıl uyarlayacağıma kafa yorarım. Her zaman aramakla bulunmadığını biliyorum ancak sonuçlara ulaşanların da arayanlar olduğu bir gerçek. İşte bu felsefeyi de iş hayatıma uyarlamaya çalışıyorum.

STEM alanlarına kız çocuklarının ilgisini artırmak ve bu alanlardaki bölümleri tercih eden daha fazla üniversiteli kız görmek için sizce neler yapılabilir?
Üniversiteden çok daha önce, eğitimin evde verilmeye başladığı ilk yıllarda bu ilginin oluşturulmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Erkek veya kız fark etmeden çocuklar anne ve babalarını, atanan toplumsal rollerin dışında görmeye alışmalı. Sadece bir lider değil 2 yaşında bir kız annesi olarak da bunu uygulamaya çalışıyor, kızımın beni sadece mutfakta değil mekanik işler yaparken veya spor yaparken de rol model alarak izlemesini sağlıyorum.
Okullarda kodlama, robotik gibi derslerin müfredatta daha çok yer bulması, doğu-batı arasında eğitim köprülerinin kurulması ve mentoring programlarının artırılması kritik önemde. Türkiye’deki kadınlar Atatürk’ün açtığı yolda 100 yıldır ilerliyor. Ancak önümüzde bilim ve fende kat edilecek çok yol var. Bizi okuyanlar için buraya bir film önerisi bırakayım: “Hidden Figures” (Gizli Sayılar) Kadınların kendilerini kabul ettirebilmek için ne zorluklardan geçtiğini beyaz perdeye etkileyici bir şekilde aktarıyor.

Kariyerinin başındaki kadın yönetici adaylarına ilk tavsiyeleriniz ne olur?
Ne istediğini bilmek ve kendini tanımak en önemli ama en zor iki yetenek. Yeni nesil bu konuda bizlerden çok daha şanslı. Bilgiye erişimleri çok daha fazla ve daha küresel düşünebiliyorlar. Üniversite hayatının bitmesi hayat boyu öğrenmenin bittiği anlamına gelmiyor. Okumaya, araştırmaya, kendi değer yargılarını tanıyarak bu değerlerle örtüşen şirket ve liderlerle çalışmayı önceliklendirmelerini öneririm. Günde en az 9 saatimizi geçirdiğimiz iş ortamımızın değerlerimizle örtüşmemesi mutluluk ve başarıya giden yolda en büyük engel. İş yerindeki mutluluk, motivasyonu da beraberinde getirdiği için başarı kaçınılmaz oluyor.

Biraz da gelecek planlarınız ve hobilerinizden de bahseder misiniz?
Türkiye’deki yazılımcılar tarafından geliştirdiğimiz ürünlerin yurt dışı pazarlarda da alıcılarını bulmak ve yazılım ihracatı yaparak bugüne kadar deneyimlemediğim farklı coğrafyalara açılım sağlamak isterim.
Spor hayatımda olmazsa olmaz. Yıllardır yelken yapıyorum. Garanti Bankası Yelken Takımı’nda Türkiye ve yurt dışında yarışlara katıldım. Son dönemde ise Kadın Milli Voleybol Takımı’ndan aldığım ilhamla Koç Topluluğu Spor Kulübü’nde voleybol oynuyorum.