Ekonomistlerden ABD borç krizi için üç senaryo

Ekonomistlerden ABD borç krizi için üç senaryo

ABD’de borç limiti gündemin ilk sıralarında yer almaya devam ederken ekonomistler meydana gelebilecek zararı üç senaryoda değerlendirdi

Uzun süreli borç tavanı çekişmesi ABD ekonomisini durgunluğa itebilirken, hükümetin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ciddi bir mali krize yol açabilir.

ABD’li siyasiler borç tavanının yükseltilmesi konusundaki görüşmelerini sürdürürken, anlaşma sağlanamaması halinde ülke 1 Haziran’da temerrüde düşebilir.

Hazine Bakanı Janet Yellen, hükümetin 1 Haziran’a kadar faturaları zamanında ödeyemez hale gelebileceğini söyledi. Bu durumda Hazine Bakanlığı, federal çalışanlar veya gazilere yapılan ödemeler gibi pek çok ödemeyi durdurabilir.

En kötü senaryoda ise ABD devlet borcunun ödenmemesi ciddi bir durgunluğu tetikleyebilir ve hisse senedi fiyatlarının düşmesine ve borçlanma maliyetlerinin hızla yükselmesine neden olabilir.

Ekonomistler, borç tavanı krizini üç olası senaryoda değerlendiriyorlar. Bu senaryolar, son dakika anlaşması, son ödeme tarihinden sonra anlaşma yapılması ve anlaşma sağlanamaması üzerine kuruluyor.

SON DAKİKA ANLAŞMASI

ABD’de ekonomi artan faiz oranları nedeniyle yavaşlarken pek çok uzman bu yıl durgunluk bekliyor.

S&P Global’de ABD baş ekonomisti olan Joel Prakken, borç tavanı için görüşmeler sürerken belirsizliğin; tüketicilerin, yatırımcıların ve işletmelerin tasarruf yapmasına neden olduğunu ve durgunluk riskini artırdığını söyledi.

Son dakika anlaşması sağlanması halinde işçilerin işlerini kaybetmesi olası bir ihtimal olarak değerlendirilmezken, işe alım süreçlerinin ertelenmesine neden olabileceği düşünülüyor.

Diğer bir yandan 1 Haziran yaklaşırken hisse senetlerinin düşme ihtimali bulunuyor. Prakken hisse senetlerine yönelik, 2011’de Kongre’nin borç tavanını son birkaç saat önce yükselttiğinde hisse senetlerinin düştüğünü ve toparlanmasının aylar sürdüğünü söyledi. Sonrasında ise ülkenin kredi notunun düşürüldüğünü ifade etti.

Prakken, “Kaynaklarımız tükenmeden önce bir anlaşmaya varsak bile, belirsizliğin ekonomik büyümeyi engelleyen eksi bir etkisi olabilir” dedi.

S&P Global, borçlanma tavanının artırılamamasının temerrüde yol açması riskine ve bankaların kredi şartlarını sıkılaştırdıklarına işaret ederek ABD ekonomisi için 2023 ve 2024 büyüme tahminlerini düşürmüştü. Buna göre ABD için 2023 GSYH büyüme tahminini yüzde 1,4’ten 1,2’ye indirilirken, 2024 için GSYH büyüme tahminini de yüzde 1,5’ten yüzde 0,9’a düşürüldü.

1 HAZİRANDAN SONRA ANLAŞMA SAĞLANIRSA…

Müzakereler 1 Haziran Perşembe gününden sonra yapılırsa temerrüde düşme olasılığı daha gerçekçi göründüğü için ekonomistler finansal piyasalardan daha sert bir tepki bekliyorlar.

Ernst & Young baş ekonomisti Gregory Daco, 1 Haziran’da “şok oldukça hızlı bir şekilde hızlanma eğiliminde olacak” dedi. Anlaşmanın son ödeme tarihinden sonra yapılma ihtimalinde ABD’deki harcamaların keskin bir şekilde düşeceği tahmin edilirken işletmelerin işe alma ve yatırım planlarını durdurabileceği düşünülüyor.

Diğer bir olasılık olarak ise hükümetin kısa bir süreliğine borç ödemelerine öncelik vererek, sosyal güvenlik yardımları gibi diğer ödemeleri geri planda bırakabiliceği üzerine yoğunlaşıyor. UBS ekonomistleri bu durumun borç temerrüdünden daha az ciddi bir ekonomik etkisi olacağını söylüyor.

Bu senaryonun yaşanması durumunda, GSYİH’nin üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 2 oranında daralması ve dördüncü çeyrekte daha da düşmesi beklenirken, işverenlerin ikinci yarıda 250 bin kişiyi işten çıkaracağı öngörülüyor.

Diğer bir yandan bu senaryoda Federal Rezerv’in istediği gibi enflasyonun düşmesi ve Merkez bankasının ekonomik zayıflığın bir kısmını dengelemeye yardımcı olmak için faiz oranlarını indirme ihtimali bulunuyor.

ANLAŞMA SAĞLANAMAZSA NELER OLUR?

Anlaşma sağlanamaması durumunda ise hükümetin ödemeleri günlerce veya haftalarca ödeyememesinin yansımalarının çok büyük olması bekleniyor.

Ernst & Young ekonomisti Daco, temerrüde düşmenin 2007-2009 krizinden daha şiddetli bir durgunluğu tetikleyeceğini söylerken Brookings Enstitüsü’nden ekonomist Wendy Edelberg ise küresel finans sisteminde kaos olacağını ifade etti.

Anlaşma sağlanamazsa bankaların ve şirketlerin operasyonları nasıl finanse ettiği konusunda kritik öneme sahip kısa vadeli dolar borçlanmasında trilyonlarca dolarlık küresel akış bozulabilir. Yatırım fonları, şirketler ve bankaların değerleri düşebilir ve bu durum bilançolara darbe vurabilir.

Ayrıca analistler birçok yatırımcının her türlü riskli varlıktan kaçacağını söylüyor. Beyaz Saray’ın bir raporuna göre , borsa önümüzdeki aylarda yüzde 45 düşecek ve işsizlik yüzde 5 puan artacak fakat hükümetin trilyonlarca dolarlık teşvik uyguladığı 2020 Covid-19 durgunluğunun aksine, Washington destek sunamayacak.

UBS ise bir ay süren çıkmazın ekonominin dört çeyrek üst üste daralmasına neden olacağını söylerken, hazine getirileri faiz oranlarını etkilediğinden oranlarının yükselme olasılığı mevcut. Bu durumda tüketiciler; kredi kartı borcu, ipotek ve otomobil kredileri için daha yüksek faiz ödemek durumunda kalabilir.