Göçer: Cayma değil zorunlu kalma süresi 6 ay olmalı

Göçer: Cayma değil zorunlu kalma süresi 6 ay olmalı

SIGORTAGUNDEM.COM – ÖZEL HABER

2017 yılı Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) için otomatik katılım yılı oldu. Sistem için önemli bir viraj alındı desek yanlış olmaz. Sisteme milyonlarca yeni katılım vadeden bu değişiklik BES’te bir seviye sıçraması yapacağı beklentisiyle büyük bir heyecan yaratmıştı. Ancak bu heyecan yerini buruk bir memnuniyete bırakmış görünüyor. Zira sistemde cayma oranı yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, memnuniyetsizliği başlangıçtaki beklentilerin yüksek tutulmasına bağlıyor. Göçer, yaşananlara “bardağın yarısı dolu” pozitif bakmayı tercih ediyor. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer ile BES’teki otomatik katılım sürecinde gelinen noktayı, cayma oranını düşürmek için neler yapılabileceğini konuştuk.

SİSTEM İYİ ANLATILIRSA KALANLARIN ORANI ARTIYOR

-Otomatik katılımla birlikte BES’de yeni bir döneme girdi. Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burak Ali Göçer: Otomatik katılımda 3.1 milyon katılımcı var. 1 milyar liranın üzerinde fon birikti. Bu tablo bence kötü değil. Ama daha iyi olabilir mi, olur. Onun üzerine düşünmek gerekiyor. Kabaca 6 milyon kişi sistemle tanıştı, yarısı çıktı. Tablo çok kötü değil. Beklentiyi çok büyük tutmamak lazım…

26 Temmuz tarihi itibariyle otomatik katılım yoluyla BES’e 6 milyon girmiş 2.6 milyon kişi sistemde kalmış. Yüzde 54 cayma var. 1 Nisan öncesi girenlere baktığımızda ise 2.2 milyon kişi sisteme girmiş, 826 bin kişi sistemde kalmış. Sisteme ilk girenlerin cayma oranı yüzde 62. Kamu çalışanlarının cayma oranı yüzde 48, özel sektörde ise yüzde 60’ın üzerinde. Sistemi iyi anlatırsak sistemde kalanların oranı artıyor. Bilenler kalıyor.

-Yüzde 54 cayma oranı hayal kırıklığı yaratmış görünüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Burak Ali Göçer: Yüzde 10 cayma hedefiyle yola çıkarsanız gelinen nokta kötü görünür. Ama biz yüzde 70 bekliyorduk, onun için gelinen nokta beklentilerimiz doğrultusunda, sürpriz değil. Bakan Bey de bu işe inanıyor, onun için çok destek verdi. Türkiye’de tasarruf bilinci eksik. BES’teki temel sorun bu. Bizim gibi ülkelerde birikim yapmak zorunlu olmalı.

Şu anda 65 yaş üstü emeklilere 4 maaş bakıyor. Yani her bir emekliye 4 çalışan düşüyor. 2050 yılında bir emekliye iki çalışan düşecek. Çünkü yaş ortalaması uzuyor. Bugün yaş ortalaması 71 ama bugünden sonra doğanlar için yaş ortalaması 80’in üzerine çıkıyor. Ayrıca doğurganlık azalınca sosyal güvenlik sisteminde emekliye bakacak çalışan sayısı azalacak.

Almanya’da 65 yaş üstü nüfusun oranı payı 2010’da yüzde 21’miş, 2050’de yüzde 30’un üzerine çıkacakmış. Japonya’da 65 yaş üstü nüfusun oranı 2010’da yüzde 23’müş, 2030’da yüzde 40’a çıkacakmış. 35 sene çalışıp emekli olan bir insan emekli olduktan sonra 35 sene daha yaşarsa devlet buna bakamaz. Sistem yürümez. Japonya’da emekli olma yaşı 77 oldu. İrlanda’da 67 olan emeklilik yaşı 70’e çıkarıldı. Türkiye’de 55 yaşında emekli olup 100 yaşına kadar yaşayan bir insana devletin gücü yetmez.

Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun oranı 2013’de yüzde 7,7 iken, 2050’de yüzde 21’e çıkacak. Üç kat artacak. O yüzden bilinçlendirme çok önemli. Hep cayma konuşuluyor ama bunlara vurgu yapmak lazım.

CAYMA DEĞİL ZORUNLU KALMA SÜRESİ 6 AY OLMALI

-Cayma oranını düşürmek için neler yapılabilir?

Burak Ali Göçer: Bize sordular, biz kalma süresinin uzamasını istedik. Otomatik katılımda iki tane koşul var. Birincisi cayma süresi altı ay olsun demişler. Cayanların büyük kısmı ikinci gün cayıyor. Bunun için cayma süresi altı ay olsun şeklinde değil de zorunlu kalma süresi altı ay olsun şeklinde düzenlemek gerekiyor. Bu da kanun değişikliği gerektiren bir konu… Otomatik katılımda zorunlu kalma süresi altı ay olursa biz katılımcıları o süreçte ikna edebiliriz.

Bir de işveren katkısı olsun istedik ama zor görünüyor. Ama şu çok net; işveren katkısı olan sistemlerde kalıcılık sistemi artıyor. İşsizlik fonu ile kıdem tazminatı ile entegre bir sistem geliştirilebilir.

-Otomatik katılımla sisteme girenlere ulaşmak, ikna etmeye çalışmak cayma oranını düşürme açısından bir seçenek olabilir mi?

Burak Ali Göçer: Bu işin operasyonel boyutu var ve bunun yükü de büyük. İlk başta yani 1000’den fazla çalışını olan 1000 şirket ile başlandı. Bizler de işverenlere tek tek gittik, anlattık. Bu şirketlere kaliteli bir satış yapma imkanımız vardı yaptık ama dönem olarak kötü bir dönem olduğu için onlarda da çıkış oranı yüksek oldu. İkinci aşamada ise 2.500 firma vardı. 500 ile 1000 çalışanı olan şirketler. Burada kalite yüksekti. Ama Temmuz ayında 10 bin şirket sisteme girecek. Girenlerin sayısı fazla olunca BES şirketlerinin sistemi anlatma gücü de yetersiz kalacak ve bilenler bilmeyenlere anlatsın moduna girilecek. 1 Ocak’ta 20 bin firma sistem ile tanışacak. Bu noktada işverenin bilinçli olması, teşvik etmesi lazım… Bütün süreci BES şirketleri yönetemez.

2018 Temmuz ayında 200 bin firma otomatik katılım yoluyla BES ile tanışacak. Ondan sonraki süreçte yani 1 Ocak 2019’da 400 bin firma sistemle tanışacak. Bu noktada artık bunlara bizim satıyor olmamızdan çok onların talep etmesi lazım.

Bu noktada teknolojiden yararlanıyoruz. Biz bir platform kurduk, buraya tıkla, çalışan sayını yükle, sistemin avantajlarını oku çalışanlarına anlat diyeceğiz. Tahsilatlarını da otomatik olarak yükle diyeceğiz. Çalışan sayısı azaldıkça şirket sayısı artırıyor. Bizim bu şirketlerle bire bir ilgilenmemiz mümkün değil.

BES FONLARI OTOMATİK KATILIMLA 150 MİLYARA ULAŞIR

-Sistemden çıkanlardan geri dönüşler oluyor mu?

Burak Ali Göçer: Çıkanlar geri girebilir dediler; bu sistem güzel, faydası olur. Otomatik katılımın hedefinde 14 milyon kişi var. Yüzde 50’si çıksa 7 milyon kişi sisteme girecek demek. Biz zaten 15 yılda 7 milyon kişiye ulaşamamışız. Onun için otomatik katılımını sektöre faydası büyük olacak.

Türkiye’de sosyal güvenlik sistemine 27 milyon çalışan var. Bu 27 milyonun 10 milyonu para biriktirse zaten olay tamam olur. BES fonları otomatik kalıtımla birlikte kısa sürece içerisinde 150 milyar liraya ulaşır. 

-Anlamlı bir miktara ulaşmak için ne kadarlık bir birikim yapmak lazım?

Burak Ali Göçer: Ben arkadaşlarıma, “Her ay kenara bir şeyler at, hiç atamıyorsan 100 lira, 200 lira at ama at” öneriyorum. Çünkü bunlar ilerde çok lazım olacak. Dünyada insanlar gelirinin yüzde 5’ini biriktiriyor. Bizim de böyle yapmamız lazım. Bizim insanımız farklı düşünüyor. BES ile diyelim ki 100 bin lira biriktirdi. “Ben bunu mevduatta değerlendirsem daha çok getirirdi” diye düşüyor. Toplama göre yanlış mantık kuruyor. Sen 100 bin lirayı toplu olarak mı koydun sisteme, hayır, her ay 100 lira biriktirdin. Onun için BES katılımcıları böyle bir savunma mekanizması geliştirmemeli.

Hiç artırmadan yavaş yavaş ayda 200 lira biriktirsen 25 yaşında başladın ve 56 yaşına geldiğinde gerçekten 200 bin lira birikiyor. Reel getiriyle hesaplandığında bu para birikiyor. 25 yaşında 200 lira biriktirirsin de 40’lı yaşlarda 400 liraya çıkarırsın paranda katlanarak artar, emeklilikte rahat edersin. Bugünün parasıyla emekli olunca cebinde 400 bin lira olsa makul bir hayat olur.

-Sistemden emekli olanlar maaş mı alıyor, toplu para mı?

Burak Ali Göçer: Şu andaki oranlar yarı yarıya. Yarısı toplu parasını alıp sistemden çıkıyor. Yarısı ise sistemde kalmaya devam ediyor. Emekli olanlar da yüzde 25 katkı payının tamamını alıyor.

YÜZDE 40 KAZANDIRAN HİSSE FONU VAR

-Fon getirileri nasıl?

Burak Ali Göçer: Fon getirileri çok iyi… Ama sorun bizim bu getirileri anlatamıyor olmamızda. Bu konuda katılımcılarda bir direnç var. Bana göre getirileri biraz detaylarıyla değerlendirmek lazım. Bireysel emeklilik fonları şu kadar getirdi, bu kadar getirdi gibi genel ifadeler olayı tam anlatmıyor. Bireysel emeklilik fonlarının altında 30 tane değişik fon var. Yatırım araçlarının getirilerini sıralıyorlar. “En iyi hisse getirdi, sonra altın sonra da bireysel emeklilik fonları…” diye haberler yapılıyor. Bireysel emeklilik hisse fonu, endeksten daha iyi getiriyor. Sene başından bu yana yüzde 40 kazandıran hisse fonu var. Borsa endeksinden daha fazla getiriyor.

-Burada sorun getirisi yüksek olan fonlarda katılımcıların azlığı değil mi?

Burak Ali Göçer: Doğru, ama ben insanlara hisse fonuna yatırım yap diyemiyorum ki. Toplama baktığında hisse fonlarını tercih edenlerin oranı çok düşük. 30 sene sistemde kalacaksan elbette hisse senedine yatırım yapman şart. Ben sürekli anlatıyorum, genel bilgi veriyorum ama kanunen şu fona geç diyemiyorum. Sürekli bilgilendiriyoruz Ama hisse fonlarına ilgi az.

Hisse fonlarımız yılbaşından bu yana yüzde 39 getirirken, esnek fonlar yüzde 11 kamu fonları 6.6, likit fonlar 6.3 getirmiş. Son bir yıla, 5 yıla baktığınızda da getiriler iyi.

Fonların büyük bölümü kamu kağıtlarında… Dünyanın en iyi fon yöneticisi olsanız bunların getirileriyle oynayamazsınız. Ben fon yönetim şirketine getirilerine göre para ödüyorum. Şimdi portföy yönetim modeli de değişiyor. Yüzde 40’ından fazlasını tek bir şirket yönetemeyecek. En az 3 ya da dört şirket olacak.

KONUT KREDİSİ ALANLAR BİLE HAYAT SİGORTASI ALMIYOR

Garanti Emeklilik aynı zamanda hayat sigortacılığı ürünlerini de geliştiren ve satan bir şirket. Genel Müdür Göçer, hayat sigortacılığındaki genel manzarayı ise şu sözlerle özetliyor:

Bu sene hayat sigortaları çok iyi gitti, yüzde 50’nin üzerinde büyüdü. Bizde genel olarak hayat sigortası krediyle satılan bir ürün. Bunun değişmesi lazım. Platform sayısını artırmamız lazım. Ama ürün zor bir ürün…Satışına, “Ölürsen kalanlar para alacak” diye başlıyorsun. Hoş bir anlatım değil tabi ki. Ama bu alanda biraz daha fazla ürün çıkarmamız lazım. Konut kredisi alanlar bile hayat sigortası ürününü almıyorlar.    

YORUMLAR YAZ
  • Mülayim Sert7 yıl önce
  • Sen para kazan diye zorunlu kalma süresini 5 yıl yapalım istersen !