KKM’de kurdan arınmış ilgiyi şimdi göreceğiz

KKM’de kurdan arınmış ilgiyi şimdi göreceğiz

Kur korumalı mevduat yürürlüğe girdiğinden bu yana ilk kez bir yenileme döneminde kur farkı geliri sağlamadı. Yani Kur Korumalı Mevduata başından bu yana para yatıranlar, ilk kez sadece faiz geliri elde etmekle yetindi. Çünkü KKM uygulamasının yapısı gereği, dolar/TL kuru mevduat faizinden çok daha az yükseldi. Burada kilit nokta kurun 18.68 TL’nin üzerinde olmasıydı

21 Temmuz’da 17.70 TL olan dolar kuru, 21 Ekim’de 18.60 TL oldu. Böylece KKM hesapları, yüzde 5.5’lik mevduat getirisinden daha az, yani yüzde 5.1’lik bir kur artışı olduğu için kur farkı geliri elde edemedi. Bu dönemde (resmi) enflasyon ise yüzde 7’nin üzerindeydi. Yani KKM de son üç aylık dönem itibariyle enflasyona karşı koruyan bir enstrüman olmaktan uzaklaştı.

KKM’de enflasyona karşı korumadı

Faizlerin bu süreçten sonra daha da düşürüldüğünü, yani mevduatın getirisinin artık daha da azalacağı bir döneme girdik. Enflasyona karşı parasının satın alma gücünü korumaya çalışanların çoğunlukla dolara karşı alternatif olarak değerlendirdiği KKM’de yenilemelerin boyutunun bundan sonra ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

Yüksek enflasyon ve baz etkisi

Buradan hemen hatırlatalım, sadece ekim ayında açıklanan aylık TÜFE yüzde 3.54. Kasım, aralık ve ocak aylarında ise geçen yıl sırasıyla aylık bazda yüzde 3.51, yüzde 13.58 ve yüzde 11.10 oranından enflasyon oluşmuştu. Baz etkisi nedeniyle özellikle aralık ayında bir düşüş yaşanma olasılığı olsa da bu herkesin de bildiği gibi fiyatların düşüşü değil artış hızının düşüşü olacak. Buradaki en büyük risk ise ÜFE ile TÜFE arasındaki makas. Yani üreticinin henüz tüketiciye yansıtmadığı kendi enfl asyonu.

Barem 19.22 TL

Şimdi yenileyecekler için ise barem artık doların 19.22 TL’nin üzeri olması. Yani KKM’nin zaten düşük olan mevduat faizinden fazla kazandırabilmesi için bankaların mevcut KKM faiz önerileri üzerinden bir hesap yaparsak, dolar kurunun bu seviyenin üzerinde olması halinde KKM yatırımcısı kur farkı geliri de elde edebilecek. Yoksa yıllık bazda yüzde 13’ten biraz fazla bir mevduat faizi getirisi elde edecek. Ki bu rakam bir önceki üç ayın KKM getirisinden bile düşük olacak. Enflasyonun o tarihlerde ne olacağını ise yine hep birlikte bekleyip göreceğiz.

KKM’DEN BORSAYA KAYIŞ OLUR MU?

Şimdi bu durumda KKM’den enflasyona karşı koruma amaçlı başka enstrümanlara geçiş yaşanır mı diye bir tartışma yaşanıyor. Bu açıdan özellikle Borsa İstanbul’un bir sermaye akışına ev sahipliği yapabileceği konuşuluyor. Fakat burada unutulmaması gereken bir nokta var. Yatırımın temel prensiplerinden biri bütün meyveleri aynı sepete koymama prensibi. Yani ortada değeri korunmaya çalışılan bir para varsa bu durumda bunu bölüp yüksek getiri sağlayacak enstrümanlara ayrılacak kısmıyla, korumacı davranılacak yani daha az risk alınacak olan kısmını birbirinden ayırmak gerekiyor. Hele ki Borsa İstanbul’da bilançoların açıklandığı, bilanço bazlı sert yükselişlerin başladığı ve uzun süredir gerçekleşmeyen kar realizasyonlarının ufukta belirdiği bir döneme denk gelmesi riski daha da artırabilir. Öte yandan uzmanlar borsaya yeni girecek olan yatırımcıların açıklanan bilançoları değerlendirip, güçlü ve gelecekte güçlü kalmaya devam edebilecek bilançoya sahip, henüz fiyat olarak BİST- 100’ün performansını yakalayamamış hisselere yönelmesini öneriyor.
Barış ERKAYA / DÜNYA