TSB Başkanı Uğur Gülen: “Sigorta sektörünün 5 yıllık stratejisini hazırlıyoruz”

TSB Başkanı Uğur Gülen: “Sigorta sektörünün 5 yıllık stratejisini hazırlıyoruz”

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, tüm paydaşlarına destek olacak, sigortacılığın gelişmesine fayda sağlayacak bir TSB oluşturmak için çalıştıklarını belirterek, “Bunun ilk adımı olarak sigorta sektörünün 2025-2030 yıllarını kapsayan 5 yıllık strateji çalışmalarına başladık” dedi.

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) yeni Yönetim Kurulu basın mensuplarıyla buluştu. 18 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşen Olağan Seçimli Genel Kurul’da güven tazeleyerek bir kez daha Başkanlığa seçilen Uğur Gülen, iki yıl görev yapacak yeni Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte sigorta sektörünün ilk çeyrek rakamlarını ve gündemdeki konuları değerlendirdi, TSB’nin önümüzdeki döneme yönelik hedeflerini paylaştı. Buluşmaya, TSB Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcıları Ahmet Yaşar ve Taylan Türkölmez, Yönetim Kurulu Üyesi Erol Öztürkoğlu ile TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı katıldı.

TSB Başkanı Uğur Gülen, sigorta ekosisteminin çok büyük bir yapı olduğunun altını çizerek, “Sektör olarak sigorta şirketi, reasürans şirketleri, otorite, bakanlıklar, acenteler, brokerler, tamirciler, asistan şirketleri, hastaneler olmak üzere çok geniş bir ekosisteme sahibiz. Birlik bu ekosistemin ortasında bir kurum ve bizim hayalimiz; kendi kimliği olan, kendi kültürü olan, kendi liderliği olan ve ekosistemin tüm paydaşlarına destek olacak, sigortacılığın gelişmesine fayda sağlayacak bir kurum yaratmak. Önümüzdeki dönem ortak akıl çalışmalarıyla adım atacağımız alanları hep birlikte belirleyeceğiz. Bu işin planlaması içindeyiz. Bu yolda 2025-2030 yıllarını kapsayan strateji çalışmalarına başladık. Stratejimizin temelini de sektörümüz için önceliklendirdiğimiz sigortalılık oranlarının artırılması, deprem, sürdürülebilirlik ve eğitim konuları üzerine oluşturuyoruz.” dedi.

Sektörün ilk çeyrek teknik sonuçlarını değerlendiren Gülen, sektörün 2024 yılı Ocak-Mart döneminde geçen yılın aynı dönemi ile mukayese edildiğinde prim üretimi yüzde 92 oranında artarak 200,1 milyar TL olarak gerçekleştiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü; “Teknik kârlılık yüzde 371, hayat dışı branşlarda yüzde 527, hayat sigortalarında yüzde 104,5 arttı. Sektörün öz kaynakları da yüzde 128,6 artarken, aktif toplamı da yüzde 99 oranında artarak 1.6 trilyon TL’yi geçti.”

Trafikte zarar azaldı ama hasar prim oranı arttı…

2024’ün ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemi ile mukayese edildiğinde trafik sigortasında zararın yüzde 46 azalarak, 1.4 milyar TL’ye düştüğüne işaret eden Gülen, “Geçen yılın aynı döneminde bu branşta zarar rakamı 2.7 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bu durum trafik sigortasındaki hasar/prim oranına ise yansımadı. 2023’ün ilk çeyreğinde trafik sigortasında hasar/prim oranı yüzde 115,6 iken, bu yılın aynı döneminde hasar/prim oranı yüzde 123,3’e çıktı. Bu da şunu gösteriyor ki, 2024’ün ilk çeyreğinde trafik sigortasındaki hasarlar için sigorta şirketlerinin cebinden çıkan tutar geçen yıllara göre daha da arttı.” dedi.

Gülen, trafik sigortasında serbest tarifeye geçilmesi konusunda sektörün istekli olduğuna değinerek, “Özellikle hiç kaza yapmayan sigortalılar için çok daha adil ve sağlıklı primlendirme yapılabilmesi için, en sağlıklı yöntem olması nedeni ile serbest tarifeye geçilmesi gerekiyor. Çünkü tüm araçlara bakıldığında, trafikte 100 araçtan sadece 4 adedi kaza yapıyor.” şeklinde konuştu.

Sektörün trafik sigortası gündeminden kendini artık kurtarması gerektiği de vurgu yapan Gülen, “Birlik Yönetim Kurulu olarak trafik sigortasını sektörün gündeminden çıkarmak istiyoruz. Çünkü trafik o kadar gündemi meşgul ediyor ki, sektörün çok daha üzerinde düşünmesi gereken konulardan zaman çalan bir ürün olarak tam odağımızda yer alıyor. Bunu çözersek, gerçekten büyük bir zaman açığa çıkacak, başka konuları düşünmeye başlayacağız.” diye konuştu.

BES yeni rekorlarına koşuyor…

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) son yıllarda büyük ilgi gördüğünü ve bunun sonucunda 1 trilyon TL gibi önemli bir fon büyüklüğünü Mayıs ayının sonuna doğru aştığını hatırlatan Uğur Gülen, “1 trilyon TL’lik büyüklüğün 938 milyar TL’si kişilerin tasarruflarından, 70 milyar TL’si de işverenlerin çalışanlarını otomatik BES’e dahil ettiği Otomatik Katılım Sistemi’ndeki (OKS) çalışanların tasarruflarından oluştu. 1 trilyon TL’nin 120 milyar TL’ye yakını da devletin sistemdeki kişiler için yaptığı yüzde 30’luk katkıların değerlendiği fonlardan kaynaklandı. BES sayesinde bugün 16.3 milyon kişi tasarruf ediyor ki; bu da nüfusun yüzde 20’si, çalışanların ise yüzde 32’si anlamına geliyor.” dedi.
1 trilyon TL’nin tasarruf sahipleri üzerinde büyük etkisi olduğunun altını çizen Gülen sözlerini şöyle sürdürdü: “Fon birikimi büyüdükçe sistemdeki kişilerin getirileri de artıyor. Son yıllarda BES getirileri her daim enflasyonun çok üzerinde oldu. Sadece 2024’ün ilk dört ayında BES’in getirisi enflasyonun 10 puan üzerinde BES’teki hisse fonlarının getirisi enflasyonun 40 puan üzerinde gerçekleşti.”