Vedat Bilgin’den EYT açıklaması

Vedat Bilgin’den EYT açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, EYT’de (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) yaş sınırına ilişkin Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinde açıklamalarda bulundu. EYT’de en kapsamlı ve gerçekçi düzenlemeyi yapacaklarını ifade eden Bilgin, “İnşallah sözümü tutarım ocak ayına sarkmaz ve bu ayın sonunda Meclis’in gündemine getiririz” dedi. Bilgin, asgari ücretle ilgili de açıklamada bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yle bir araya gelmişti.

EYT için kadınlarda 48, erkeklerde 50 yaş sınırı gündemdeyken Bakan Bilgin bugünkü açıklamasında bütçe görüşmelerinde konuya açıklık getireceğini ifade etmişti.

SENDİKALARA VURGU YAPTI

Gündeme gelen bu belirsizlikle ilgili Bakan Bilgin, Meclis’te bütçe görüşmelerinde açıklamalarda bulundu. Bilgin şu ifadeleri kullandı;

*Biz sendikalaşmayı önemli görüyoruz, Türkiye’ne kamu sendikalarının sendikalaşma oranı oldukça yüksek sayılabilir. Yüzde 70’in üzerindedir. Ama işçilerimizin sendikalaşma oranı oldukça düşüktür.

*Yüzde 14 civarında sendikalaşma oranı bugünkü Türkiye’nin geldiği yere, fert başına düşen milli gelir ya da toplam ulusal geliri ele aldığımız zaman, 1 trilyon dolar üzerinde bir ekonomide, hızla sanayileşen bir ekonomide oldukça geri bir anlayıştır.

*Bizim görev alanımızla ilgili sebeplerin üzerinde duracağım ama bir başka sebebi, belki de temeldeki probleminin altını çizmek isterim, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde işçilerin sendikal haklarına karşı bir tavrın gelişmiş olması, zihniyetin var olmuş olmasıdır. Bu bir tarihsel sorun olarak görülebilir, buna karşı mücadele etmek bütün siyasetçilerin, siyasi partilerin önemli bir görevidir.

*Sosyal devlet anlayışına inanan herkesin bu yaklaşımla meseleye bakması gerektiğini düşünüyorum… Bu tutucu bir anlayıştır, tarımsal toplumdan gelen, işletmenin kamusal hürriyetini fark edemeyen tutucu zihniyettir. Oysa işletme herhangi bir mülkiyet aracı değildir. İşletmenin kamusal bir görevi vardır, aynı zamanda kamusal sorumlulukları vardır. Çünkü kamu kaynaklarını kullanmaktadır.

*Dolayısıyla bunu ben şahsi mülkiyetim diye bakamam. İktisadi ilişkilerdeki servet anlayışı ile bakamaz. Bu zihniyet dönüşümünün gerçekleşmesi lazım. Biz bu dönüşümü oturup bekleyelim mi? Hayır, biz buna karşı sendikalaşmanın önünü açacak, emekçilerin sermaye karşısında örgütlenmesini sağlayacak mücadeleyi desteklememiz lazım.

“KAPATMAK, CEZALANDIRMAK DAHİL”

*Bugün de sendikalaşan işyerlerinde örgütlenen işçilere karşı tavırlar var. Örgütlenen işçileri işyerinden atmaya kadar uzanan girişimler var. Bunlar bana ulaştığı zaman sendikanın kimliğine hiç bakmam. Bunu bütün konfederasyonlara sorabilirsiniz. Patronunu arar ve arattırırım, bizim hukukumuza aykırı hangi işlem varsa onun üzerine giderim.

*Kapatmak, cezalandırmak da dahil… Mevcut düzenlemelerin kötü kullanımı da var. Bunlardan birisi işyeri ve işletme ayrımında farklı oranlar var. Bunu en kısa zamanda giderecek hazırlığın içindeyim. Bir de işverenlerin iş kolu müracaatında keyfilikler var. Adam hiç alakasız iş kolunda müracaata gidiyor.

*Niye, muhtemelen oradaki oranlara vs. bakıyor, oradan örgütlenemez diye. Ya da işçiler örgütlenmeye kalkınca iş kolu değişikliği yapıyor. Oysa bizim İş Kanunumuzun verdiği yetki var, kötü kullanılmış. Artık patronun müracaat ettiği iş koluna değil bizim belirlediğimiz işyerine biz onu tayin edeceğiz.”

ASGARİ ÜCRET

*Ortalama kamuoyu beklentisi çok yüksek çıktı. 8 bin lira civarında çıktı. O sıralamada yüksek. İşverenlerin beklentisi 7 bin lira civarında çıktı. Asgari ücret dışında ücret alan işçilerin olması gereken rakam olarak 7 bin 500 lira çıktı. Asgari ücretlilerde 7 bin 600 lira çıktı. Asgari ücretli çalışan işçiler farklı ücret düzeylerini bekliyor veya talep ediyorlar.

*Asgari ücret düzenlemesi sadece asgari ücretliyi ilgilendirmiyor. Biz asgari ücrette ciddi düzenleme yatığımız zaman bütün işçilerin aldıkları ücret düzeyi farklılaşıyor. Ücret düzeyleri yukarıya doğru tırmanıyor.

*Dolayısıyla asgari ücret ve siyaseti diğer ücretleri belirleyen bir etki yaratmaktadır. Biz asgari ücreti ne kadar gerçekçi rakamda belirlersek, asgari ücrete yakın çalıştırılan emekçilerin ücretleri de yukarıya doğru çıkacaktır.

*İşsizlikle mücadeleyi kendi araçlarımızla sürdürmeye çalışıyoruz. İşsizlik sorununun temel çözüm yolunun iktisadi büyüme olduğunu biliyoruz. Türkiye rakamlarını incelediğimiz zaman yüzde 5’in üzerinde büyüme Türkiye’de 700 bin istihdam yaratıyor.

*Yüzde 7 üzerinde büyüme 1 milyon ve sektörlere göre rakam değişebiliyor, 1 milyonun üzerinde istihdam yaratıyor. Temel problem büyümenin yüksek ve sürdürülebilir olması, istihdam yaratan. Temel mekanizma olarak büyümenin olduğunu görmemiz lazım.

“OLMAYAN HİÇBİR PROJEYE FONDAN PARA AKTARILMADI”

Bakan Bilgin, geçmiş dönümde istihdam karşılığında işverenlere verilen teşviklerde de istismar tespit ettiğini ve bu durumu düzelttiğini söyledi. Bakan Bilgin, işsizlik sigortası fonunun desteklediği projeler konusunda da gerekli hassasiyetleri ortaya koyduğunu kaydederek, “Olmayan hiçbir projeye o fondan para aktarılmadığını belirtmek isterim. Bunu istismar edilmesine yönelik bütün tedbirleri aldık ve uygulamaya çalışıyoruz. Bizim fon kaynaklarımızı iyi yönetmemiz lazım. Fonu en etkin şekilde adeta bir bankanın finans kesimi gibi yönetecek titizliği gösteriyoruz” diye konuştu.

İLAÇ AÇIKLAMASI

Bakan Bilgin, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili de değerlendirmede bulunarak, bazı ilaçlarla ilgili şunları söyledi:

*Bazı kampanyalar yapanlar var. Kutusu bilmem 20 bin, 30 bin, 80 bin dolar olan ilaçları Türkiye’ye satmak isteyen ve bunun için de kampanya yapanlar var. Bunun için de SGK’nın kaynaklarını görenler var.

*Onlara geçit vermiyorum. Kamuoyunda birtakım kampanyalar yapıyorlar, izinler alıyorlar. Bilin ki onların hiçbirisi ne dünya ne de Avrupa tıp otoriteleri tarafından ne de Türkiye’nin sağlık otoriteleri tarafından onaylanmamış ilaçlardır. Onlara geçit vermemiz demek sömürüye kapı açmamız demektir.

“500 BİN KİŞİ KADROYA ALINACAK”

Bakan Bilgin sözleşmeli memurların kadroya alınmasıyla ilgili de “Hemen kadroya geçiyorlar, bizim çalışmamız öyle. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasına referans verdiler. Ayrıntılı konuşma değildi. Ben anlatıyorum. Kimler var bunun içerisinde? Sözleşmeli hemşireler var mı?’ dedi Sayın Başkan. Var. Aile hekimi çalışanları var mı dedi, var. Üniversite, ben üniversite hocasıyım, 30 ders verdim. Bizim asistanlarımız var, 50-D’li çocuklar var. Sağlık çalışanlarımız var. Sanatçılarımız var. Bütün bunları kapsam içerisine aldık, yaklaşık 500 bine ulaşacak sayı gündemde. Bu çalışmamız teknik olarak bitti” diye konuştu.

“GEÇİCİ İŞÇİ SORUNUNU ÇÖZÜYORUZ”

Bakan Bilgin geçici işçilerle ilgili de çalışmalarını aktararak, “Bu sorunu çözüyoruz. Bu sorun çalışmasını bitirdim, inşallah bu ay içerisinde yüce Meclis’e intikal eder. Sizin bizim yaptığımız çalışmaya katkı yapacağınıza inanıyorum. O inançla da projenin daha da zenginleşeceğini düşünüyorum” dedi.

EYT AÇIKLAMASI

Bakan Bilgin, EYT konusunun kamuoyunun en çok ilgilendiği bir konu olduğun, ancak bugüne kadar uzamasının birkaç nedeni olduğunu söyledi. EYT’nin kadınlarda 48, erkeklerde 50 yaş sınırı getirilerek yaş şartıyla çıkarılacağına ilişkin söylentilere hiç değinmeyen Bakan Bilgin, şu ifadeleri kullandı;

*EYT konusu en önemli konulardan biri. Uzamasının nedeni herkesi dinliyoruz. Şimdi odaları dinliyoruz. Bu işverenleri de yakından ilgilendiriyor. Mali yükünün de olduğunu söylüyorlar. Bunun yanında tazminat ve kalifiye elamanlarından olacaklarını belirtiyorlar.

*Yaş sınırını öteleyin, şunu öteleyin bunu öteleyin diyenler de oluyor. Bilindiği gibi bu düzenleme 8 Eylül 1999 öncesi çalışanları bu kapsıyor. Ancak sigortalılık süresi dijitale aktarılmayanlar da var. Bunu da halletmeye çalışıyoruz. İnşallah sözümü tutarım ve bu ocak ayına sarkmaz ve bu ay Meclis’e gelir. En kapsamlı düzenlemeyi yapacağız.

*Biliyorsunuz burada 3 temel kriter var. Bunları bugün komisyonda da söyledim. Bugün yaş şartı olmasaydı haziran ayına göre ne kadar insan emekli olabilir, onu açıklamıştım, 1 milyon 600 bine yakın.

“GERÇEKÇİ BİR ÇALIŞMA YAPMAMIZ LAZIM”

*Bugün bu sayı biraz daha yükselmiş bulunuyor. Ocak ayında bu biraz daha yükselecek. Dolasıyla bütün verileri ele alıp gerçekçi bir çalışma yapmamız lazım. Özel sektöre, kamuya yansıyacak yükün hepsini ortaya çıkardıktan sonra tüm kamuoyuyla paylaşacağım.

*Burada şunu açıkça ifade etmek isterim; Türkiye’nin emekçileri önümüzdeki günlerde asgari ücreti öğrenecek. Biz burada emekçilerimizden yana tavır alacağız. Bundan kimsenin endişesi olmasın.

EYT de gündeme geldiğinde aynı kapsayıcılıkta olacaktır.