Bir tek resim yapamıyor!

Bir tek resim yapamıyor!

Bir sigorta şirketinin genel müdürü hobileri için ne kadar zaman ayırabilir? Söz konusu Serhat Süreyya Çetin’se sorun yok. O motora da biniyor, dağa da çıkıyor, mağaraya da iniyor, denize de dalıyor yelken de açıyor. Hatta tarımla uğraşıp arıcılık bile yapıyor…

Motosikletle İstanbul’dan Trabzon’a gidecek kadar özgür ruhlu; yüzme bilmeden denize dalacak kadar cesur; herkes kedi ve köpek beslerken arı yetiştirecek kadar sıra dışı…
Evet, Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin’den bahsediyoruz. Sektörün on parmağından on marifet, bir koltuğa iki değil dört beş karpuz sığdırabilen acar yöneticilerinden Çetin’i anlatmaya sayfalar yetmez.
AKILLI YAŞAM

Parlak bir kariyer
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü bitiren Çetin, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde işletme yüksek lisans eğitimi aldı. Ardından İstanbul Aydın Üniversitesi’nde işletme doktorası yapıyor. İş hayatına ise 1994 yılında Türk Hava Yolları’nda başlayan Çetin, Yapı ve Kredi Bankası’nda 10 yıl kurumsal bankacılık alanında yöneticilik yaptı. 2006 yılında katıldığı Güneş Sigorta’da önce mali işler genel müdür yardımcısı, sonra satış ve pazarlama genel müdür yardımcısı görevlerini üstlendi. Şubat 2011’den bu yana da Güneş Sigorta Genel Müdürlüğü’nü yürütüyor.
Kariyer merdivenlerini bu şekilde tırmanan Çetin’i bu kez özel yaşamıyla dergimize konuk ettik. Nasıl bir yönetici? İş dışında neler yapıyor? İstanbul, Çetin için ne ifade ediyor?..

Motosiklet hastası
Hemen belirtelim, Serhat Süreyya Çetin tam bir motosiklet hastası. Hafta sonları acente ziyaretlerine motosikletiyle gidiyor. Hatta bu yıl Trabzon’da düzenlenen acenteler toplantısına İstanbul’dan motorla gidecek kadar usta bir sürücü. Peki bu merak nasıl başlamış?
“Motosiklet her zaman istediğim bir ulaşım aracıydı ama almaya fırsat bulamamıştım” diyor. Ardından da bu tutkusunun gelişimini şöyle anlatıyor:
“İnsanlar genelde çoluk çocuk sahibi olunca motorunu satar. Bana ise kızım doğunca almak nasip oldu. Zamanla sürüşte uzmanlaştım ve geçen yıl nihayet hayalimdeki daha büyük motora sahip oldum.
Motor kullanmak benim için sonu olmayan bir zevk gibi her fırsatta motor kullanmaya çalışıyorum. Motosikletimle her yıl uzun yolculuklara çıkıyorum. Geçen yıl Güneş Sigorta acentelerinin Ege’de yaptıkları toplantıya motosikletimle gittim. Bu yıl da aynı şekilde Trabzon’a…”
Makam arabası ve özel sürücüsü varken bir insan bin 1500 kilometrelik yolu neden motosikletle gider ki? “Bunun bir cevabı yok. Bir günde ne kadar uzağa gidilebileceğini ölçtüm” diyor gülerek.

Zirveden mağaranın dibine…
Serhat Süreyya Çetin’de hobi çok. Öyle ki bazen hangisini yapacağını şaşırıyor. Doğa sporları bunlar arasında önemli bir yere sahip. Bu da bankacılık sektöründe çalışırken aldığı arama-kurtarma eğitimlerinden edindiği bir hobi. “Dağcıyım diyemem ama birkaç dağa tırmanmışlığım var” diyor.
Çetin’e göre doğa sporları yaparken gerçekten adrenalini yaşamak gerekiyor. Bu yüzden dağa çıkmakla yetinmeyip arkadaşlarıyla birlikte birkaç mağaraya da girmiş. Doğa sporlarıyla özgürlük hissini gerçekten hissetmenin mümkün olduğunu düşünüyor.
Tabii bu tür hobiler büyük fedakarlık istiyor çünkü zaman ayrılması gerekiyor. Ama Çetin’e göre doğa sporları çok kıskanç bir hobi. Çünkü hayatınızda başka bir şey olsun istemiyorlar. Ama o bu konuda kendini çok şanslı görüyor.
Çünkü eşiyle Yapı Kredi’de çalışırken arama/kurtarma çalışmaları esnasında tanışmışlar. Bu sayede hobilerin kıskançlığını biraz idare edebildiklerini düşünüyor.

Yelken takımının mimarı
Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin’in yelken merakı da var. Yaklaşık 6 yıldır bu sporu yapıyor. Yani eşi sayesinde tanıştığı bu hobisinde de yalnız değil. “Denizi ve doğa sporlarını seviyorduk. Böylece karadan ayrılıp denizi de keşfettik” diyor.
Çetin’in bu hobisi, Güneş Sigorta’da çalışmaya başlayınca Güneş Sigorta Yelken Takımı’nın kurulmasına da vesile olmuş. Çetin, “Dünyanın en güzel şehrinde oturuyoruz, dese de her sorumlu insan gibi yakınmadan geçemiyor:
“Deniz deyince insanlarımızın çoğu sadece kenarında çekirdek çıtlatmayı anlıyor. Denize yönelik hobiler aslında çok da zengin işi değil. Güneş Sigorta çalışanlarına bu fırsatı sunmak ve bu hobiyi genişletmek bana ayrı bir keyif verdi. Çünkü insanların genelde çok fazla özgür olmadığını görüyoruz.”

“İstanbul çalıştığım şehir”
Serhat Süreyya Çetin, 1998 yılından bu yana İstanbul’da yaşıyor. Ama İstanbul’u çok az bildiğini söylüyor. Neden öğrenemediğini de şöyle anlatıyor: “İstanbul benim için hep çalıştığım şehir oldu. Hafta içi İstanbul’da çalıştım, hafta sonları ise hep yakın yerlere kaçtım. İstanbul’u çok bilmesem de boğazda yelken yapan mutlu azınlıktan biri olmak bana ayrı bir keyif veriyor.”
Yüzmeyi geç, dalmayı ise erken öğrenmiş Çetin. Yüzme bilmeden denize dalacak kadar cesaretli olduğunu itiraf ediyor. Yüzmeyi geç öğrenmiş çünkü tatile gidecek zamanı olmamış. Bu yüzden dalış yapmayı yüzme bilmeden öğrenmiş. “Denizin dibinde ne var diye çok merak ediyordum. Bir gün bir dalış okuluna gittim. ‘Yüzme bilmiyorum. Bana dalış yapmayı öğretebilir misiniz’ diye sordum. ‘Teorik olarak sıkıntı yok’ dediler. Kursu tamamlayıp Saros Körfezi’ne dalışa gittik” sözleriyle anlatıyor bu macerasının başlangıcını.
İlk dalışla birlikte hayata bakışı değişmiş Çetin’in. Denizin derinliklerindeki zenginliği görünce bir tutku haline gelmiş dalış. O günden sonra da fırsat buldukça dalmış. Herkese de tavsiye ediyor.

Evde ekmek yapıyor!
Peki Çetin’in mutfakla arası nasıl? Vakit buldukça mutfağa girdiğini söylüyor. “İstanbul benim için enginarı ifade ediyor. Çok değil 10 yıl kadar önce çoğu insan enginarı bilmiyordu. Ama artık herkes öğrendi. Çok güzel enginar yaparım. Karadenizli olmanın etkisiyle hamsili pilav ve benzeri özel olarak yaptığım yemekler var. Son olarak evde ekmek pişirerek ekmekle ilgili tartışmalara da son noktayı koydum” diyor.

Toprakla uğraşıyor, arıcılık yapıyor
Serhat Süreyya Çetin, aslen Artvinli olsa da İzmit’te doğup büyümüş. Çocukluğu tarlada, bahçede oynayarak geçmiş. Profesyonel iş yaşamına başlayınca köyünü özlemiş ve İzmit’te çocukluğunun geçtiği yerde kendine bir ev yaptırmış. 5 yıldır Güneş Sigorta bölge yöneticileri ve şirket çalışanlarıyla orada toplantılar düzenliyormuş. “Ne zaman sıkıntıya düşsem, güce ihtiyaç duysam kendimi orada atıyorum” diyen Çetin, bu hobisinin ayrıntılarını şöyle anlatıyor:
“Herkes tatile giderken benim çocukluğum, okul sonrası yaz aylarım hep o köyde geçerdi. Tarlada çalışır, fındık toplar, boş zamanlarımı doğayla baş başa geçirirdim. Güçlü olmayı, doğaya tutunmayı o köyde öğrendim. Yönetici olup para kazandığımda o çiftliği yeniden yaşanır hale getirdim. Hâlâ orada tarımla uğraşıyoruz. Bir tarafına ceviz bahçesi, bir tarafına da fındıklık yaptırdık. Organik sertifikası almadık ama sertifika alabilecek standartlarda üretim yapıyoruz. 25 de arı kovanım var. Hafta sonlarını genelde onlarla geçiriyorum. Bir kovanda ortalama 60 bin arı var. Şu anda ben sizle konuşurken onlar çalışıyor.”
Peki Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin’in çok isteyip de yapamadığı bir hobi var mı? “Annem resim yapardı. Ona çok imrenirdim. Ama çok istememe rağmen ben resim yapamıyorum” diyor.