“Senin yol arkadaşın Kandil”

“Senin yol arkadaşın Kandil”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Kepez Turgut Özal Spor Salonu önünde düzenlenen mitingde konuşuyor. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“Antalya’yı turizmiyle, ticaretiyle, tarımıyla güçlendirmek için çalıştık. Antalya da attığımız her adımda yanımızda yer aldı. Türkiye Yüzyılı inşası için hazırlandığımız şu dönemde Antalya’nın desteğine talip olmak için sizlerle bir aradayız. Bu şehir ayrımcılığın hiçbir çeşidine itibar etmez.

Sermayesini ve alınterini akıtarak burada yeni bir hayata başlamak isteyen herkesi kucaklar. Mesele ülkesinin bütünlüğü, evladının geleceği olduğunda kimsenin gözünün yaşına bakmaz.

Ülkemizi bugüne kadar nasıl sizlerle büyüttüysek, zenginleştirdiysek Türkiye Yüzyılı’nı da beraber inşa edeceğiz. Türkiye’yi daha ileri taşımak için ter döküyoruz.

“KARŞIMIZDA BİR MEKANİZMA VAR”

Birileri ülkenin birikimlerini önce 6’lı olarak başlayan masada paylaşmaya niyetlendi sonra ortaklardan biri yerinden kalkıp otururken, masanın altındaki HDP de yerini aldı. 2 büyükşehir belediye başkanını da dahil edip ortak sayını 9’a çıkardılar. Ülkenin ve milletin yeminli düşmanları PKK ve FETÖ de seslerini yükseltti. Oldu mu size 11 ortak. Daha DHKP-C’sini, tefecileri, simsarları, istihbarat aygıtlarını saymıyorum.

Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Bu mekanizma hassasiyetleri umursamıyor. Ne diyordu bay bay Kemal ‘Tıpış tıpış oy vereceksin’ diyerek bu nobranlık ifade ediliyor. Bunların derdi Türkiye’yi siyasetiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasisiyle yarım asır kendine gelemeyecek bir çukura itmektir.

KILIÇDAROĞLU’NA: GERÇEK SİYASETÇİYSEN ÇIKAR AÇIKLARSIN

Her şeyiyle terörist Selo Diyarbakır’da 51 kardeşimizin ölümüne neden oldu. Şimdi bu Selo cezaevinde. Ne diyorlar, ‘Selo’yu çıkaracağız’. Ondan sonra da Selo’yu Öcalan’ın yerine getireceklermiş. Buradan şu anlaşılıyor; bay bay Kemal demek ki parlamentoda yaptığı görüşme buydu. Açıklayabildi mi, açıklayamaz. Çünkü her şey fırıldak. Düzgün bir şey yok. Eğer gerçek siyasetçiysen çıkar, açıklarsın. Hayatı yalan, hep fırıldaklarla dolaşıyor.

Kılıçdaroğlu üzerinden ülkemize dayatılan bu filmlerle ilk defa karşılaşmıyoruz. Bu filmi defalarca seyrettik. Tek parti döneminde insanımızın hak ve özgürlükleri çiğnenirken, sanayi kuruluşlarımızın kapısına kilit vurulurken seyrettik. Darbe ve muhtıralarla seyrettik. Koalisyon hükümetleri döneminde güven ve istikrarı kaybederken izledik. İdeolojik kavgalarda köken ve mezhep kışkırtmalarında seyrettik. Biz defalarca seyrettiğimiz bu filmin senaristlerini de oyuncularını da finalini de çok iyi biliriz.

“SENİN YOL ARKADAŞIN KANDİL”

Ülkeyi bir avuç sapkın ideoloji mensubunun evlatlarımızın varlığına göz diken ihtiraslarına teslim etmek istiyorlar. Ülkeyi köken ve mezhep ayrımını derinleştirerek kardeşi kardeşe düşman etmek istiyorlar. Ülkeyi terör örgütlerinin cirit alanına çevirmek istiyorlar. Bunların derdi Türkiye ile Türk milletiyle.

Kandil’den ne diyordu birisi, bunların bayrağı, ezanı, dini var mı? Ne diyor, ‘Bizim desteğimiz Kılıçdaroğlu’na’ diyor. Şimdi dini olmayan, diyaneti olmayan, bayrağı olmayan, ezanı olmayan kimler destekliyor bay bay Kemal’i, bu teröristler. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim kim olduğunu. Senin arkadaşın Kandil ve onlarla bu yoldasın. 14 Mayıs’ta bu aziz millet sana sandıkları mezar edecek.

Bu terör örgütünün parlamentodaki uzantıları AK Parti’yi kabul edebilirler mi? Kandil ne diyor, ‘Bunları destekleyemeyiz, biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz.’ Onların bay bay Kemal’i desteklemeleri bizim doğru yolda olduğumuzun ifadesidir.

Türkiye’yi bugünkü seviyesine getirmeseydik bize kimse ilişmezdi. Ne terör örgütü ne darbeciler, ne ekonomik tuzaklar ne küresel kampanyaların muhatabı olurduk. Biz teslim olmayı değil, mücadeleyi seçtiğimiz için hedefteyiz.

“BU ZATI CİDDİYE ALMIYORUZ”

Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlere, destek istediklerine, desteğine bakın. Tipik eski Türkiye politikacısıyla karşı karşıyayız. Ağzından çıkanı kulağı duymaz. Vaat diye söyledikleri yapılmış işlerdir. Söylediklerinin ucunun nereye gideceğini kendisi de bilmez. Herkesi tasfiye edeceğini söylüyor. HDP ve PKK ne diyorsa kendisi de onu söylüyor. FETÖ ve gizli tetikçiler ne diyorsa Kılıçdaroğlu onu söylüyor. ABD ve AB’de kulağına ne üfleniyorsa onu söylüyor.

Bu zatın kendisini ciddiye almıyoruz. Masanın etrafında oturanlara ve çevresinde dönenlere bakınca her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Hangi insan kendi ülkesine, devletine, milletine bu kadar büyük kin duyabilir? Bay bay Kemal ABD’de bir benzin istasyonunda bir restorana giriyor, neler çevirdiği belli değil. Pennsylvania’nın uzantılarıyla sohbeti koyulaştırıyor. Hangi insan memleketine böyle bir nefret besleyebilir?

“BAY BAY KEMAL’İN ADAMI BODRUM’DA”

Tam 15 seçimdir biz önce Allah’ımıza sonra milletimize güvenerek girdiğimiz mücadeleden boynu bükük ayrılmadık. Bu bay bay Kemal’in referansı var mı? 10 tane büyükşehir belediye başkanı var, onlara bakın. Şu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Antalya’ya ne kazandırdı? Bunların derdi başka; İstanbul’u sel alır götürür bay bay Kemal’in adamı Bodrum’da. Bodrum’dan çıkmazlar. Diğerleri de öyle.

Kimsenin meşrebini, dinini sormadık. Ne diyor bay bay Kemal ‘Ben Alevi’yim’. Biz sana sormadık ki… Bu ülkeyi Alevi-Sünni diye ayrıma tutanlara lanet olsun. Asırlık ihmalleri telafi ederek ülkemizi büyütmenin çaresine baktık. Hiçbir kimse inkar edemez ki bu ülke için samimiyetle çalıştık.

“TOKİ’Yİ KAPATACAKMIŞ”

Bay bay Kemal TOKİ’yi kapatacakmış. TOKİ benden önce çok daha fazla üretmiş. Ben gelmeden önce üretim sayısı 40 bindi, 1,3 milyon konutu biz yaptık. Bay bay Kemal, TOKİ’yi sana bu millet yedirtmez.