“Dilimizi, ifadelerimizi değiştirmekle işe başlayabiliriz”

“Dilimizi, ifadelerimizi değiştirmekle işe başlayabiliriz”

PSM DERGİSİ

Finans ve teknoloji sektörünün kadın liderlerine sorduk:

•Toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kadınların aile/özel ve çalışma hayatındaki rollerini nasıl değerlendirirsiniz? Yeni yüzyılda eşit, nitelikli ve kapsayıcı bir eğitim için ne gibi adımlar atılmalı?

•Şirketinizde kadın istihdamını artırmaya yönelik uygulamalar neler?

EnSight Genel Müdürü Olcay Çat

Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) göre yayımlanan son Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre ibre çok yavaş da olsa doğru yönde ilerliyor. 146 ülkedeki durumu ele alan rapora göre, mevcut ilerleme hızıyla tam eşitliğe ulaşmak 131 yıl sürecek ve henüz hiçbir ülke tam cinsiyet eşitliğine ulaşmış değil.Cinsiyet uçurumunu en yüksek oranda kapatan ülkeler arasında İzlanda başı çekiyor, Türkiye sıralamada 129’uncu sırada. Bu da iş dünyasında cinsiyet eşitliği anlamında bir uçurum olduğunun göstergesi. Kadın çalışan sayısı günümüzde yukarı doğru bir artış gösterse de üst yönetim pozisyonlarında henüz yeterli seviyede değil. Aynı pozisyonda kadın erkek arasında ücret dengesizliği de sürüyor. Ne yazık ki bugün bile birçok iş yerinde kadın çalışanın üst yönetim kadrosuna düşünülmemesi ve bu doğrultuda kadın çalışanın kariyer hedefine üst düzey yöneticiliği dâhil edememesi söz konusu. Bu noktada şirketlerde ücret politikalarının dengeli ve şeffaf olması büyük önem taşıyor. Çalışanların kariyer yolculukları şeffaf olup herkesin eşit haklara sahip olduğu gerçeği her zaman göz önünde bulundurulursa eminim ki önümüzdeki yüzyılda kadınları yönetim kadrosundaki rollerde çok daha fazla göreceğiz.
Hepimiz çalışanlarımız arasında kadın ve erkeğin eşit temsiliyetini sağlayarak, her iki tarafın sesini eşit duyurabildiği çeşitli inisiyatifler geliştirebiliriz. Toplumsal cinsiyet eşitliği için dilimizi, ifadelerimizi değiştirerek önemli ve etkili bir başlangıç yapabiliriz. İş ve özel hayata kadar dilde toplumsal cinsiyet eşitliğine de sahip çıkmalıyız. İşin en temelinde fırsat eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Önceden belirlenen cinsiyet rollerinin yanı sıra genellikle kız çocuklarının eğitim ve öğretimine yapılan yetersiz yatırımlar yaşam döngüleri boyunca yeteneklerini ortaya koymada ciddi bir engel oluyor. İşte tam da bu nedenle dezavantajlı gruplar başta olmak üzere eşit ve kapsayıcı bir eğitim son derece önemli.

Kız çocuklarının eğitimi konusunda ülkemizde birçok kampanya düzenleniyor. Bazı üniversiteler dezavantajlı bölgelerden gelen kız öğrencilere özel kontenjanlar açıyor. Belirli bir süre için pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var.
Biz de PSM dergisi vasıtasıyla kız öğrencilerin, genç kızların eğitimlerine katkı sağlamak üzere bir araya geliyoruz. Kurucuları arasında yer aldığım WBN Türkiye platformunda yer alan 160’tan fazla kadın yönetici de Türkiye’nin gelişmemiş bölgelerinde yaşayan imkanı kısıtlı kızları kodlama, bilim ve teknolojiyle buluşturacak eğitimleri destekleyerek öğrenim hayatlarında farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.

Erkek egemen addedilen FinTek sektöründe 20 yıldır görev alıyorum. Şubat itibarıyla da iş zekası ve veri analitiği çözüm sağlayıcısı EnSight’ı yönetiyorum. EnSight’ta kadın çalışan oranımız yüzde 49. Buraya gelirken beni en çok motive eden etkenlerden biri de buydu. Özellikle veri alanında çalışan bir şirket olarak kadın sayımızın bu denli yüksek oluşu çok kıymetli. Hedefimiz en kısa zamanda bu oranı daha da yükseltmek.

“1 trilyon dolarlık kayıp mı 13 trilyon dolarlık kazanç mı?”

Şirket kültürümüzde “eşit işe eşit haklar” ilkesi benimseniyor. McKinsey’in raporuna göre eğer iş hayatında cinsiyet eşitliği sağlanmazsa 2030 yılında küresel ekonominin kaybı 1 trilyon dolar olacak. Ancak eşitlik sağlanırsa kazanç 13 trilyon doları bulacak. İşe alımlarda özellikle eşit şartlar sağlanması, yani adil pozitif ayrımcılık yapılmasını değerli buluyorum.