Erkan: BES’e giriş çıkışlar dengeye geldi

Erkan: BES’e giriş çıkışlar dengeye geldi

Gönüllü BES, 2018’i katılımcı sayısında 49 bin ekside kapattı. 2019’un ilk üç ayında da 62 binle eksi gidiş sürüyor. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, çıkış trendinin giderek yavaşladığını ve yılın ikinci yarısında pozitife döneceğini öngörüyor. Sektörde yeni satış anlamında büyümelerin de durduğuna dikkat çekiyor. Erkan, “Şu anda sıkışık bir piyasa var” diyor ve ekliyor: ” 18 şirketi kaldıracak bir piyasa yok aslında… Burada sadece bireysel emeklilik bakışıyla bu şekilde devam etmek kolay değil.”

Emeklilik Sistemi 2003 yılında hayatımıza girdiğinden bu yana ilk defa, 2018 yılında katılımcı sayısında eksi yazdı. 2018 yılında ekonomik türbülansın doğrultusunda çıkışların hızlanmasıyla gönüllü BES, yılı katılımcı sayısında 49 bin eksiyle bitirdi. Bu yılın başından beri de tabloda değişiklik yok, 15 Mart verilerine göre katılımcı sayısında 62 binlik bir geri gidiş mevcut.

Anadolu Hayat Emeklilik’in genel müdürü Uğur Erkan, “Gönüllü BES’te normal zamanda ayda yüzde 1 ayrılma olur, yani 7 milyon katılımcı varsa ayda 70 bin kişi sistemden ayrılır gibi düşünün… Bu rakam, 2018 sonunda bir anda aylık 120-125 binlere geldi. Ancak bugünlerde yavaş yavaş normal seviyeye geliyor” diyor. Erkan, bu yıl emeklilik sisteminin normalize olmasını ve yılın ikinci yarısından itibaren katılımcı sayısının pozitife dönmesini de bekliyor.

Anadolu Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, emeklilik sistemindeki gelişmeleri ve geleceğini Capital Türkiye Dergisi’nden Elçin Cirik’e anlattı…

-Gönüllü BES ilk defa 2018’de eksi katılımcı sayısıyla yılı kapattı. 2019, emeklilik sistemi için nasıl bir yıl olacak?

-15 Mart itibarıyla gönüllü BES’te 6,8 milyon katılımcı ve 81,2 milyar TL fon büyüklüğü mevcut. Otomatik katılımda (OKS) ise 5,2 milyon çalışan bulunuyor. Aslında dünyada önce otomatik katılım, ardından gönüllü emeklilik basamağı kuruldu. Türkiye’de ise önce gönüllü ardından zorunlu emeklilik geldi. Bu nedenle tüm emeklilik şirketleri olarak gönüllü tarafa ciddi emek verdik. Geçen yıl emeklilik tarihinde ilk kez eksi 49 bin katılımcı sayısıyla sistem yılı küçülerek kapattı. Burada otomatik katılımın da etkisi var, sonuçta çalışanlar için de benzer bir sistem kuruldu. 45 yaş altı çalışan kesimi OKS kapsadığı için gönüllü BES bu kitlenin dışında kalan segmentlerle büyür hale geldi.

-Kimler bu yeni segmentlere girenler? Ne büyüklükte bir kesimden bahsediyoruz?

-Burada işe hazırlananlar, 45 yaş üstü çalışanlar, ev hanımları, çiftçiler ve esnaflar gibi farklı gruplar var. Artık bu gruplar, gönüllü BES’in odağı haline geldi.

Buradaki potansiyel katılımcı sayısını hesaplamak da kolay değil. Ama Türkiye’de kim tasarruf yapabilir diye bakıldığında 2017 istatistiklerine göre nüfusun yüzde 46’sınm tasarrufu ekside, yüzde 22’sinin de tasarrufu sıfır düzeyinde. Yani nüfusun üçte ikisi tasarruf yapamıyor. Bu analize göre, 18 yaş altı nüfus da çıkarılınca Türkiye’de tasarruf yapabilecek 13- 14 milyon kişi kalıyor. Bizim için genel kitle bu kadar…

-Ama zaten şu anda emeklilik sisteminde 12 milyon katılımcı bulunuyor. Pazarın büyük çoğunluğuna erişildi mi yani?

-Evet, pazar şu an bu kadar görünüyor. 45 yaş üstü çalışanların artmasıyla ya da gençler çalışmaya başladıkça emeklilik sistemine girenler oluyor. Pazar bir doygunluk gösteriyor. Bu istatistiklere göre gidecek biraz daha yol olabilir. Zorunlu bir sistem olmadıkça bugünkü gelir seviyesiyle en fazla 3-4 milyon kişi daha sisteme katılabilir. Emeklilik sistemindeki büyüme de Türkiye’nin hikayesiyle bağlantılı, gelir seviyesi arttıkça daha geniş bir katılımcı potansiyeli olacak.

Gönüllü BES’te geçen yıl ekonomide yaşanan dalgalanma ile sistemden çıkışlar arttı.

-Ne kadar arttı?

Gönüllü BES’te normal zamanda ayda yüzde 1 ayrılma olur; yani 7 milyon katılımcı varsa ayda 70 bin kişi sistemden ayrılır gibi düşünün… Bu rakam, 2018 sonunda bir anda aylık 120-125 binlere geldi. Ancak bugünlerde yavaş yavaş normal seviyeye geliyor. 2008 krizinde ilk 4-5 ay çıkışlarda artış görmüştük, ardından yine normalleşmişti.

Burada önemli bir nokta da emeklilik sistemine girişler azaldı. Gönüllü BES’e katılımda iyi zamanlarımızda ayda 220-230 bin kişi kazanırdık, geçen yıl bu rakam düşme eğilimindeydi. Ayda 90 bin kişi sisteme girmeye başladı. 90 bin katılıyor, 125 bin çıkıyor derken havuz tersine çalıştı. OKS de emeklilik şirketlerinin gücünü aldı, eforumuzu OKS’ye harcadık.

2019’da emeklilik sistemi normalize olacak. Bugünlerde sisteme giriş-çıkışların dengeye geldiğini ve özellikle yılın ikinci yarısından itibaren pozitife döndüğü bir noktaya geliriz.

-Bu yılın ilk aylarında çıkış trendi nasıl gidiyor? 2019’da bu trend sürecek mi?

-Mart ortası rakamlarına göre gönüllü BES’te 2018 sonuna göre katılımcı sayısı 62 bin kişi eksiye gitti. Ocak ayında da çıkışlar yüksekti. Şubat ayında yumuşama oldu, mart daha iyi gidiyor.

Eksi gidiş devam ediyor, ama girişler de biraz canlandı. Bu trendin bir yerde kırılacağını düşünüyorum. 2019 yılında katılımcı sayısının 2018’den daha iyi olacağını öngörüyoruz.

-OKS tarafında tablo nasıl?

-OKS’ye 2017 başında bin ve üstü sayıda çalışanı olan büyük şirketleri sokarak başlamıştık. 2019 yılı başında son faz olarak 5-9 çalışanı olan şirketleri ekliyoruz. Bu son fazda 283 bin küçük firma var. Bu yıl OKS’ye katılacak çalışan sayısı 1,8 milyon kişi gibi olacak diye tahmin ediyoruz. Ancak şirketler küçüldükçe farkında- lık azalıyor. 2018’de 10-49 çalışanı olan şirketlerin yüzde 30’u sisteme hiç girmedi. Aslında OKS’ye giriş yapmayan şirketler, çalışan başına her ay 100 TL ceza ödemek durumunda. 2018 Aralık’ta çıkan bir mevzuatla bu şirketlere, 27 Şubat 2019’a kadar OKS’ye girerseniz ceza veremeyeceğiz denildi.

-Peki bu son fazda bahsedilen 283 bin şirketin ne kadarı sisteme girdi?

-Mart ortasında aldığım bir duyuma göre bu şirketlerin sadece yüzde 20’si, 60 bin kadar firma OKS’ye giriş yaptı. Bu fazda şirketlerin ortalama çalışan sayısı 6. Emeklilik şirketleri bu küçük firmalara birebir gidemiyor, böyle bir gücümüz yok. OKS’de cayma oranı yüzde 66’larda. Yani ortalama 6 çalışanlı şirketlerde 2 kişi sistemde kalacak. Bu yıl OKS’de caymadan kalan çalışan sayısının 500- 600 bin kadar olacağını tahmin ediyorduk ama şu an firmaların sadece yüzde 20’si geldi. Biraz daha beklemek lazım, yıl boyunca girebilirler. Ama hem OKS’de hem gönüllüde pazar tamam; pazarımız oluştu ve budur. OKS’de yıl sonunda en fazla 5,8 milyon çalışan olabilir. Bir de cayanların OKS’ye yeniden dahil olmasında yılbaşında bir mevzuat değişimi oldu. Bu yıl OKS’ye 2017 yılında çıkanları yeniden dahil edecektik. Yeni mevzuatla 2019’un sonuna kadar cayanlar da dahil edilebilir gibi görünüyor, ancak nasıl olabileceğine dair alt mevzuat gerekiyor. Bu nedenle 2019 sonuna kadar cayanların ne kadarını tekrar sisteme alabileceğiz bilmiyoruz. Sadece 2017’de cayanları alırsak 4,6 milyon çalışan yeniden sisteme girecek ve isterlerse yeniden çıkacaklar.

Baktığınızda OKS’de 14-15 milyon çalışanı alabiliyorduk ama bugün 5,2 milyon kişi sistemde kaldı. OKS’den cayan 10 milyon kişinin emekliliğe ihtiyacı yok mu? Tabii ki var, herkesi emekliliğe ikna edecek bir çözüm bulunmalı. Bugünden çalışanlara emekli olduklarında ne kadar maaş alacaklarım göstermeliyiz ki emeklilik açığını anlayabilsinler.

-OKS tarafında kamu emeklilik şirketleri daha güçlü, ileride pazar paylarında değişim görür müyüz?

-OKS’de katılımcıların yüzde 60’ı kamu emeklilik şirketlerinde. Tabii fazlar tamamlandığı için pazar bitti. Pazardaki paylar da artık oturdu diyebiliriz. Artık sadece katılımcıların şirket değiştirme istekleriyle küçük değişimler görebiliriz.

-Peki bugün sistemi açabilecek neler yapılabilir?

-Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) ve Türkiye Sigorta Birliği’nde (TSB) gönüllü tarafında ayrılmaları azaltmak, OKS’de cazibeyi artırmak için neler yapabiliriz diye çalışma yapıyoruz. Otomatik katılımda cazibeyi artırmak için küçük de olsa tatlandırıcılar gerekiyor. İleride emeklilik sistemi kıdem tazminatıyla bütünleşik dizayn edilebilir. Emeklilik sistemine katılan çalışanın belki hak edişleri artabilir, bunlar mühendislik işleri… Kıdem tazminatı reformundan bahsediliyor, dizayn ederken gönüllü, OKS ve SGK topluca değerlendirilebilir, birbirini destekleyen sistemler kurulabilir.

-Tüm bu resme bakınca emeklilik şirketleri, önemli büyüme planlarıyla, yatırımlarla girdikleri bu alanda bir hayal kırıklığı yaşıyor mu?

-Sektörde 18 emeklilik şirketi var. Bunların bir kısmının banka kanalı yok. Banka kanalı olmayınca, bu iş daha da pahalı hale geliyor. Bazı şirketlerin yeni satış noktasında büyümeleri de durdu. Şu anda sıkışık bir piyasa var. 18 şirketi kaldıracak bir piyasa yok aslında…

Burada sadece bireysel emeklilik bakışıyla bu şekilde devam etmek kolay değil. Banka kanalı yoksa ya acente kanalıyla da satış ekibi kurarak satış yapacaksınız. Direkt satış ekibi kurmak maliyetli, fizibl bir fotoğraf vermiyor. Bu şekilde büyüyen bir emeklilik şirketi görmüyorum. Ama acente kanalıyla büyüyerek, farklı hayat sigortası ürünleri satarak büyüme stratejisi yürüten şirketler var, onları izliyoruz. Gönüllü BES’te 15 yıl geçti, halen zararda olan şirketler var. Ama fon büyüklüğü belli noktalara geldiği için emeklilik şirketlerinde içinde olunan yıl bilançolarında kâr görünüyor. Ama unutmayalım, biz 14 yıldır zarar ederek buraya geldik; ilk defa geçen yıl tüm sektör kâr yazdı. Kümülatif olarak baktığımda sistemin yatırdığı parayı geri almadığını hesaplıyorum. Bu basit bir hesap, 2004’ten başlayarak bugünkü değerlenmeyle tüm zararı ve kârı karşılaştırarak bu rakamı görebiliyoruz.

-2019’da katılımcı sayıları nedeniyle tekrar zarar yazılabilir mi?

-Hayır, tekrar zarar yazılmaz. Çünkü emeklilik şirketlerinin gelirinin yüzde 70’i fondan geliyor ve fon büyüklüğü belli bir ölçeğe geldiği için tüm şirketler kâr yazar.

-Bu yıl fonların getirileri nasıl olacak?

-Aslında emeklilik fonlarımız iyi yönetiliyor. Geçen yıl fon ortalaması nominal yüzde 12,5 getiri getirdi. Enflasyonun altında oldu. Ama baktığınızda altın fonu yüzde 39, Eurobond fonu yüzde 30 getiriye sahipti.

Dövizin arttığı yıllarda emeklilik fonları getirileri toplamda iyi bir fotoğraf vermiyor, çünkü fonların varlık dağılımında döviz fonlarının ağırlığı düşük. Bir de katılımcıların yüzde 95’i fonunu hiç değiştirmiyor. Aslında katılımcının portföy değiştirme hakkını portföy yönetim şirketine vermesine dair bir mevzuat çıktı. Biz de 1,7 milyon katılımcımızın bu yıl içinde yeni risk analizini yaparak bu sisteme geçmeleri için çalışıyoruz. Böylece fon yöneticisi fonların getirisine göre değişim yapabilecek.

“200 BİN YENİ KATILIMCI KAZANIRIZ”

FONDA AGRESİFİZ
2018’i gönüllü BES’te yüzde 12 büyümeyle 16,4 milyar TL fon büyüklüğü ve yüzde 3 düşüşle 1,1 milyon katılımcı sayısıyla kapattık. OKS’de de 587 bin çalışan katılımcıyla bitirdik. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da gönüllü BES’te 200 bin katılımcı kazanma hedefimiz var. Çıkışlar normalize olacağı için bu sayının yıl sonunda pozitifte kalmak için yeteceğini düşünüyorum. Bu yıl fon tarafında çok agresif hedeflerimiz var. Geçen yılı da tolere edeceğiz. Faizlerin geri geldiği dönemlerde emeklilik fonları çok pozitif etkileniyor.

HAYATTA ODAK ÇOCUK
Gönüllü BES tarafında 18-25 yaş grubu bizim için önemli. Sektörde bu yaş grubunun payı yüzde 5, bizde ise yüzde 14. Burada büyümeye önem veriyoruz. Hayat sigortacılığında da kredilerden bağımsız hayat sigortalarında büyümeye çalışıyoruz. Özellikle çocuklara yönelik eğitim ve birikim ürünlerinin satışında öne çıkmak istiyoruz. Bir de bankacılık ürünleriyle ticari tarafta da penetrasyonu artırmayı hedefliyoruz. Hayat sigortası prim üretimimizi 2018 yılına göre yüzde 13 oranında artırmayı planlıyoruz. Sağlıkta tarafında da ruhsat aldık, tamamlayıcı sağlık üzerinden bir ürün tasarlıyoruz.

“HAYAT HALA EMEKLEMEDE”

KREDİ BAĞLANTILI
Türkiye’de hayat sigortacılığında geçen yıl toplam prim üretimi 6,8 milyar TL oldu. Yani 1 milyar dolardan hallice bir rakam ve bu primin yüzde 87’si bankalarca verilen kredilerle bağlantılı ürünlerden geliyor. Kalan yüzde 13’ün içinde birikime bağlı ve son dönemde çıkan yeni eğitim güvencesi gibi ürünler var. Aslında Türkiye’de elle tutulur bir hayat sigortacılığı yok, bu alan emekleme noktasında.

NE KADAR BÜYÜR
Banka kredileri azalıyorsa, geçen yıl olduğu gibi primlerimiz de düşüyor. Bunun farklılaşması için tüm sigorta şirketleri, daha yaratıcı ve kredi bağımsız ürünler peşinde. Türkiye’de kişi başı hayat prim üretimi 23 dolar, çok düşük. Burada gidilecek yol var. Bu yıl da hayat sigortalarının gelişimi, banka kredilerinin büyümesine bağlı. KOBİ Destek kredisi işleri hemen canlandırdı. Yılın ikinci yarısından itibaren iyileşme bekliyoruz. Dolayısıyla kredi hacminde yukarı doğru seyir bekliyoruz, buna bağlı olarak hayat sigortacılığında yüzde 10 büyüme olur.