Momento, kişiye özel ödüllendirmede yapay zekâ dönemini başlattı

Momento, kişiye özel ödüllendirmede yapay zekâ dönemini başlattı

Şirketlerin çalışanları ve bayilerine sağladığı yan haklar ve ödülleri yöneten Momento, yapay zekâ ile süreci yeni bir evreye taşıyor. Şirket, Evam ile iş birliği sayesinde veriye çok daha hızlı ulaşıp analiz edebilecek. Momento CEO’su Zeynep Dağlı Kastro, “Bu sayede platformumuzdaki her bireyin ödül tercihini anlayıp daha kişiye özel öneriler sunabileceğiz” diyor…

PSM/ÖZEL HABER

Şirketlerin yan haklarının “bayram kolisi” olarak görüldüğü 2010’lu yıllarda yeni nesil bir ödüllendirme ve sadakat platformu olarak kurulan Momento, bu sürede 500 şirket, 550 binin üzerinde müşteriye hizmet verir hale geldi. Kişiye özel ödüllendirmelerin kurgulandığı yeni dünyada Momento, yapay zekâyı da kullanarak işi bir üst basamağa taşıdı.
Momento Kurucusu Zeynep Dağlı Kastro ile bu yeniliğin yanı sıra FinTek dünyasında sadakat sistemlerini konuştuk…

Şirketlerin insan kaynakları politikalarında ödüllendirme son yıllarda trend haline geldi. Ancak Momento’nun kurulduğu 2010 yılında böylesi bir talep yoktu. Siz geleceği görerek mi bu işe girdiniz, kuruluş süreci anlatabilir misiniz?
Aslında haklısınız, 2010’da bu yoğunlukta bir müşteri talebi olmuyordu. Kuruluşumuzun ilk yıllarında şirketlere gittiğimizde çoklukla kendimizi anlatmak durumunda kalıyorduk. Momento’nun sadakat sistemleri çözümü ürettiğini, bunun da şirketlere ve çalışanlara sağlayacağı faydaları anlatıyorduk. Biz finansal teknolojiyi kullanarak maaşın dışındaki yan hakları birleştiriyoruz. Bu hizmet, o yıllarda olağan bir çözüm gibi görünmüyordu. Şirketlere çalışan sadakatini, yan hakları uzun uzun anlatıyorduk. Patronlar ve yöneticiler, maaş ve birkaç farklı uygulama dışında yan hak uygulamalarının olmadığını söylüyor, sohbetin ilerleyen kısımlarında ise bayramlarda, doğum günlerinde ya da diğer özel günlerde çalışanlarına çeşitli hediyeler verdiklerini anlatıyordu. Aslında çoğunda yan haklar vardı ama dağınıktı ve bir sistem içinde değildi. Dolayısıyla biz bunları hem konsolide eden hem işvereni ve işçiyi daha teknolojik ürünler üzerinde buluşturan bir köprü olduk. Geldiğimiz noktada durum tersine döndü, son birkaç yıldır gelen taleplere cevap verir noktaya geldik.

Birlikte çalıştığınız şirketlere neler sağlıyorsunuz, hangi katkıları veriyorsunuz?
Momento’yu FinTek dünyasının sadakat dikeyinde konumlandırıyoruz. 10 yıllık bir sürede 500’ün üzerinde şirket ve 550 binin üzerinde kişiye hizmet verir hale geldik. Ağırlıklı olarak B2B çalışıyoruz. Ancak son yıllarda B2C alanında da büyüyoruz. En önemlisi çok ciddi bir esneklik sağlıyoruz. Doğru ödülü doğru zamanda vermek, adil olmak, kişiye özel ödüller vermek ya da verilen ödülü çeşitlendirmek gibi çok kırılımlı bir sistemimiz var. Bu yüzden şirketlere hem esneklik hem de operasyonel kolaylık sağlıyoruz.
Diğer bir avantajımız da şirketlere katma değer sağlamamız. Şirketlerin sistemlerine hızla entegre olabiliyor, yine şirketlerin yapısına, stratejisine göre sistemler oluşturabiliyoruz. Dolayısıyla sadece çözüm değil, aslında ciddi bir danışmanlık hizmeti de sunuyoruz.

İlk yıllarınızda işin bu noktaya gelebileceğini hayal etmiş miydiniz?
O yıllarda yurt dışında geleneksel sektörlerin teknolojiyle nasıl dönüştüğünü takip ediyor, görüyorduk. Bu dönüşümün bizim işimize de yansıyacağını elbette bekliyorduk ama ne zaman, ne kadar, ne şekilde ve ne kadar ivmelenir, ne kadar büyür gibi sorulara yanıtımız yoktu. 10 yıl sonra geldiğimiz noktadan çok memnun olduğumuzu söyleyebilirim.

Son zamanlarda şirketinizin ön plana çıkan iş birliklerinden biri Evam ile oldu. Bu iş birliği hakkında daha fazla bilgi alabilir miyiz?
Evet. Evam iş birliği bizim için çok heyecan verici bir gelişme oldu. Özellikle müşterilerimize değer katmak için her zaman yeni çözümler arayışındayız ve Evam, bu anlamda bize mükemmel bir fırsat sundu. Evam, müşterilerimize yönelik dijitalleşme konusunda uzmanlaşmış bir şirket ve bizim sadakat sistemlerimizi ve finansal teknoloji altyapımızı kendi dijitalleşme çözümleriyle birleştirerek daha geniş kapsamlı bir hizmet sunma imkanına kavuştuk. Bu iş birliği, müşterilerimize daha fazla değer katmayı ve pazarımızdaki rekabetçi konumumuzu güçlendirmeyi amaçlıyor.
Aslında yapay zekâyı işimize kattık diyebilirim. Örneğin A şirketinde çalışan Zeynep Hanım, şu tarz ödüllerden hoşlanıyor, şu mağazalarda daha çok harcama yapıyor gibi bilgilere sahip oluyoruz. Şirketlere de bu veriler doğrultusunda ödül programları sunabiliyoruz. Yine örneğin, kadın ağırlıklı bir gruba gıda yardımı yaptığınızda infial çıkabilir. Çünkü “yemek yapmak sadece bizim işimiz mi” tepkisi oluşabiliyor. Oysa erkeklere gıda yardımı yaptığınızda çok daha mutlu oluyorlar. Alışveriş yapmaktan kurtulmuş oluyorlar. Yine müşterilerimize son alışveriş tercihlerine göre yeni teklifler sunabiliyoruz.

Şirketler dışında hizmet vermeyi planladığınız ya da verdiğiniz yerler var mı? Mesela belediyeler de bu alana çok ciddi yardımlar yapıyor, artık çoğu başta sosyal yardım amaçlı olmak üzere kartlar dağıtıyor…
Büyük projelerimizden bazılarını sendikalar üzerinden de hayata geçiyoruz. Dolayısıyla tekil şirketler değil, işveren ya da işçi sendikaları üzerinden de bu yan hak kartlarının ve avantaj kartlarının sunulmasını sağlıyoruz. Onun dışındaki kurumlarla ilgili olarak da şu anda görüşmeler devam ediyor. Ancak somut bir şekilde “şu alanda şunu yapıyoruz” diyebileceğim aktif bir durum yok. Dünya üzerinde de bu tarz yan hakların ödüllerinin dijitalleştiği bir dönemden geçiyoruz, bizde de başlayacağını düşünüyorum.

Momento olarak 2024 yılına ve orta vadeye dönük planlarınızda neler var?

Ciddi anlamda değişen bir yapıdan geçiyoruz. Ücret algısı, ücret paketi ve ücret paketinin nasıl tasarlanması gerektiği ciddi bir değişimden geçiyor. Özellikle ekonomik konjonktürün hareketli olduğu dönemlerde işverenler bu tür taahhütlerini esnek araçlarla desteklemek isteyebiliyor. Çok ilginç taleplerle gelen müşterilerimiz de oluyor. Farklı yapıların, sendikaların ya da STK’ların farklı talepleri oluyor. Biz de onların hepsini mümkün olduğunca esnek bir şekilde kullanmalarını sağlıyor, dijital dünyaya taşıyoruz. Kısaca daha fazla yatırım yapmamız, teknolojimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ödeme sistemleri, ülkemizde çok gelişen bir alan olduğu için teknolojik anlamda da yatırım yapmaya devam ediyoruz. Özellikle dijitalleşme ve mobil teknolojiler konusunda daha fazla yatırım yapmayı ve müşteri deneyimini sürekli iyileştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca yeni iş birlikleri ve ortaklıklar kurarak pazarımızı genişletmeyi ve global ölçekte daha etkin bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyoruz.

Yurt dışına dönük proje ya da faaliyetiniz var mı?
Şu anda aktif olarak yok ama tekliflendirdiğimiz, görüştüğümüz şirketler var. Birçok Türk şirketinin bölgesel temsilcilikleri var. Türkiye’yi bölgesel temsiliyet noktası seçen global şirketler de. Dolayısıyla burada onların da ciddi bir talepleri söz konusu. Biz Türkiye’deki çalışanlara hizmet verirken bölgenin diğer ülkelerinde de bu hizmeti kullanabilmek istiyorlar. Dolayısıyla bunu nasıl daha da genişletebiliriz, o ülkeleri de odak noktasına alabilir miyiz diye değerlendiriyoruz.