Reasüransta arz-talep dengesi bozuldu

Reasüransta arz-talep dengesi bozuldu

Sigorta sektöründe reasürans maliyetleri endişe yaratmaya başladı. Ekonomin büyümesi ve buna bağlı olarak sigortalı risk birikimlerinin artmasını beraberinde getirirken, Türkiye’nin ciddi bir deprem riski içinde yer alması ve artan ekonomik kıymetlerin söz konusu risklerle tehtid altında bulunması reasüransa olan talebi sürekli artırıyor. Bu artış beraberinde maliyet artışlarını da getiriyor. Sektör temsilcileri dünya reasürans piyasalarında kapasitenin sürekli artığını fakat bu artışın ülkemize hazır bir arz olarak yansımadığının altını çiziyorlar.
Sektör temsilcileri, sektörün yıl içinde bireysel, küçük ve orta ölçekli ticari ve sınai firmalara yönelmesi ile katastrofik kümüllerin yüzde 15 civarında artmasına neden olduğunu, söz konusu artışın şirketlerin gider kaleminde şirket büyüklüğüne ve kapasite kullanımına göre maliyetlerde önemli rakamlara ulaşabildiğini belirtiyorlar.
Reasürörlerin tedbirleri ile piyasa şartları zorlaştı
Güneş Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Hasan Altaner, 2012 yılı sonunda dünya sigorta piyasasında yaşanan talep artışına paralel olarak dünya reasürans piyasası sermayesinin bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 10 seviyesinde artarak 500 milyar dolara ulaştığını belirtti. .
Rating kuruluşları ve piyasaların yaşadıkları sermaye yeterlilik zorunluluklarının yanı sıra artan retrosesyon maliyetlerinin uluslararası reasürans şirketlerini yazdıkları işlerde kendi uhdelerinde daha fazla pay tutmaya zorladığının altını çizen Altaner şunları söyledi: “Yaşanan büyük ve katastrofik hasarlar reasürörlerin piyasa değiştirerek daha kârlı piyasalara yayılmalarına neden olmuştur. Yıl sonunda yaşanan Sandy Fartınası sonuçlarının da modellemelerin üzerinde gerçekleşmesi reasürörlerin piyasalara sağladıkları kapasitelerini arttırmayarak sabit tutmalarına neden olmuştur. Türkiye sigorta piyasası 2012 yılında katastrofik bir hasar ile karşılaşmamasına karşın yıl içinde pek çok orta ve büyük ölçekli hasar yaşamış, bu durum sigorta şirketlerimizi olumsuz olarak etkilemiştir. 12 aylık neticeler daha yayınlanmamış olmakla birlikte 2012 yılının ilk 9 ayında sektörümüzün önde gelen pek çok şirketin yangın branşı teknik kâr/zarar sonuçları maalesef bu hususu doğrular niteliktedir. Bu sonucun reasürörlere yansıması da reasürörlerin tedbirler alarak piyasa şartlarının sertleşmesine neden olmuştur.”
Bazı reasürörler Türkiye’den çekildi
Sektörün yıl içinde bireysel, küçük ve orta ölçekli ticari ve sınai firmalara yönelmesi katastrofik kümüllerin yüzde 15 civarında artmasına neden olduğunu söyleyen Altaner, “Yıl içinde çıkan Zorunlu Deprem Sigortası ile ilgili kanunla bu branşta yazılan poliçeleri arttırmış ve bu husus da deprem kümüllerine yansıyarak DASK için alınan reasürans kapasite ihtiyacındaki artışı beraberinde getirmiştir. Diğer yandan Milli Reasürans’ın yurtiçinde sağladığı kapasite sonucu artan kümülleri bu şirketin retrosesyon ihtiyacı ve maliyetlerinin de artmasına neden olmuştur. Arz – talep dengesinde yaşanan tüm bu gelişmeler Türkiye sigorta sektörünün 2013 yenilemelerine kapasite sınırlamaları, oransal deprem hadise limitinde kısıtlama, oransal trete komisyonlarında 5 puan civarında azalma, katastrofik korunmalarda ise kümül artışından kaynaklanan risk ayarlamasına ilaveten yüzde 5 ile yüzde 15 arasında maliyet artışlarını getirmiştir. Ayrıca bazı reasürörlerin Türkiye piyasasından çekilmeleri reasürans sözleşme plasmanlarının zamanında bitirilmesini zorlaştırmıştır” diye konuştu.
Maliyetin artması DASK ve talepten dolayı
Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Erdinç Gökalp, Türk sigorta sektörü olarak felaketlere karşı alınan reasürans koruması maliyetinin artmasının, hem DASK’ın hem de sigorta şirketlerinin daha fazla koruma talep etmeye başlamaları nedeniyle gerçekleştiğini söyledi. “Oysa uluslararası reasürans piyasalarının ülkemize ayırdıkları kapasitede bu düzeyde bir artış meydana gelmemiştir. Bu nedenle geçtiğimiz yıllardaki arz-talep dengesi bozulmuştur” diyen Gökalp sözlerini şöyle sürdürdü: “Talep artışının başlıca nedeni, Türk ekonomisinin büyümesi ve buna bağlı olarak sigortalırisk birikimlerinin artmasıdır. Türkiye’nin GSMH’si son yıllarda dünya ortalamasının üzerinde artmıştır. Öte yandan tüm bilimsel veriler ülkemizde ciddi bir deprem riski bulunduğunu göstermektedir. Dolayısıyla artmakta olan ekonomik kıymetler ciddi bir doğal afet tehdidi
karşısındadır.”
Sınavı başarıyla geçmemiz gerekiyor
Dünya reasürans piyasalarında da bir kapasite artışı olmakla birlikte, bu artışın ülkemize kullanıma hazır bir arz olarak yansımadığını söyleyen Gökalp şöyle konuştu: “Bunun bir nedeni, bazı reasürörlerin Türk sigorta sektörünü tanımamaları, bazılarının ise son yıllarda Şili, Yeni Zelanda ve Japonya depremlerinin beklenenin ötesindeki olumsuz etkisi sonrasında Türkiye gibi depreme açık bir ülkedeki risklerini daha da artırmaya gönülsüz olmaları olabilir. Ancak piyasa fiyatlarının bir miktar üzerinde bir prim ödemesi yapmak, görünürde sigorta şirketleri için, reasürans şirketlerinin Türkiye’ye ayırdıkları kapasiteyi artırmanın kolay bir yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Önümüzdeki yıllarda devam etmesi muhtemel olan bu gelişme karşısında Türk sigorta şirketleri ve reasürans brokerleri için önemli bir sınav, büyümekte olan ekonomimiz ve sektörümüz için gerekli reasürans kapasitesini cezbetmek ve bunu yaparken maliyetlerimizin dünya ortalamasının üzerinde artmamasını sağlamak olacaktır. Bu sınavı başarıyla vermek, sigortalılarımıza yansıttığımız maliyeti artırmamak, Türk sigorta müşterilerine ucuz deprem teminatı sağlamaya devam edebilmek önem taşımaktadır.”
Reasürans arzı yüzde 10’un üzerinde arttı
Aon Benfield Türkiye CEO’su Servet Gürkan,2012 yılında gerçekleşen katastrofik olaylar ile ilgili olarak reasürans kapsamına giren önemli hasarların, küresel katastrofik olaylarda daha yüksek bir “yeni normal” seviyesinin oluşturulması açısından makul bir çıkış noktası olduğunu ve bu dönemdeki sigorta kapsamı içerisinde olan nispeten daha düşük meblağlı küresel katastrofik hasarların gerek sigortacılar gerekse reasürörler açısından ciddi anlamda özgüven tazelediğini söyledi. “Ancak reasürör sermayesinin ulaştığı 500 milyar dolarlık rekor seviye, bu dönemde reasürans arzı ile talebi arasında olabilecek en büyük açıklığı da oluşturmaktadır” diyen Gürkan şunları söyledi: “Sermaye ile ölçülen reasürans arzı yüzde 10’un üzerinde bir artış gösterirken, plasman kapasitesi ile ölçülen reasürans talebi ise, katastrofik branşlarda stabil düzeyde kalarak neredeyse tüm katastrofik olmayan branşlarda düşüş göstermiştir.”
2013 yılında reasürans alıcılarına yapılacak değer önerisini daha iyi hale getirmek amacıyla reasürörlerin sermayede daha fazla ortaklık hakkı vermeyen kaynakları yönetme sürecine geçişlerinde daha çok çalışılacağının öngörülebileceğini belirten Gürkan, “Önümüzdeki beş yıl içerisinde ise önde gelen reasürörlerin yarıdan fazlası yatırımcılar için sigorta ile ilişkili fonları yönetmeye başlayacağını öngörmek hiçte yanlış olmaz” dedi.
Talep artmaya devam edecek
Sigorta ve reasüransta daha fazla talep artışı olacağına dair beklentinin devam ettiğine dikkat çeken Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel reasürans arzının, 2013 yılının önemli yenileme tarihleri olan Nisan, Haziran ve Temmuz aylarında reasürans talebini aşmaya devam edeceği görünüyor. Çok önemli olayların dışında, sigortacıların risk transferi gereksinimleri için sistemli ve rekabetçi bir piyasa görecekleri umulmaktadır.Dünyanın bir çok yerinde arz talebin üzerine çıkmaya devam ediyor. Sigortacılar, güçlü sermaye pozisyonları sayesinde, reasürans fiyatlandırması konusunda biraz daha aşağı yönlü bir baskı uygulayarak daha fazla saklama payını ve müşterek katılım paylarını absorbe edebilecek durumdadırlar.”
Arz etkileyen küresel faktörler
Olumlu olarak etkileyenler;
– 2012 3. çeyrek Dönemde rekor düzeyde reasürör sermayesi oluşması,
– Doğal afet tahvilleri ve benzeri teminatlı teminat ürünlerine yatırımcı ilgisinin artması,
Olumsuz anlamda etkileyenler;
– Sandy Kasırgası ile ilgili olarak olumsuz gelişme potansiyeli,
– Reasürörlerin payının düşük piyasa değerlemelerinin devam etmesi sayılabilir.
Telebi etkileyen küresel faktörler olumlu olarak etkileyenler;
– Düşük sigortacılık piyasası değerlemeleri ve buna bağlı olarak büyüyerek gelişen hisse senetlerinin geri satın alımı ile ilgili matematik;
– Solvency sermayesi gereksinimleri
– Kamu borcu ile ilgili hususlar
Olumsuz anlamda etkileyenler;
– Güçlü sigortacı sermayesi
– Zor bir ekonomik ortamda sigortaya talebin durgun seyretmesi
– Kaza sigortalarında hasar frekansındaki düşüşün devam etmesi
– Neredeyse tüm piyasalarda çok rekabetçi sigortacılık ortamı
– Düşük sermaye getirileri