Sigorta devi CEO’su Yılmaz Yıldız bilinmeyenlerini anlattı

Sigorta devi CEO’su Yılmaz Yıldız bilinmeyenlerini anlattı

Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, iş hayatının stresini yemek yaparak atan isimlerden. Üniversite döneminde Amerika’dayken yemek yapmaya başlayan Yıldız, mutfakta küçük deneyler yaparak bu işe merak saldığını söylüyor. Yemek yapmanın kendisini çok dinlendirdiğini belirtiyor ve “Hafta sonları ve eve erken gelebildiysem mutfakta oluyorum. Bu uğraş kafamı boşaltıyor” diye konuşuyor.

Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız, yoğun iş yaşamının getirdiği stresi mutfakta atan bir isim. Yıldız’ın en büyük hobisi, ailesi ve misafirlerine yemek hazırlamak. Yemeklerinde ise kendine özgü reçeteleri mevcut.

Japon mutfağında bir pişirme tarzı olan teppanyaki’de yemek yapmayı tercih eden Yıldız, mutfakta sağlıklı yemekler pişirmeye çalıştığını söylüyor. “Mutfakta deney yapmayı seviyorum. Genelde her şeyi sabit tutup bir bileşeni değiştiriyorum” diye konuşuyor. Un ve şeker içermeyen sağlıklı pancake’i de bu deneylerden birinde bulduğunu belirtiyor. 6,5 ila 14 yaşında iki kızının en çok hafta sonları kahvaltılarda hazırladığı farklı simit çeşitlerini sevdiklerini söylüyor ve ekliyor: “İş veya keyif için çıktığım seyahatlerde mutlaka özel restoranlara giderek farklı mutfakları tatmaya, beğendiğim tatları evde de kendim denemeye zaman ayırıyorum. İş seyahatlerime yarım günlük bir boşluk koymaya çalışıyorum. Bu benim için hem dinlenme hem keşif oluyor.”

Yemek hobiniz ne zaman başladı?

Üniversitede Amerika’dayken yemek yapmaya başladım. Tabii başta çok seçici değildim. Sonrasında mutfakta küçük deneyler yaptım. Aslında yemek yaparken insan fiziksel olarak yorulduğunu düşünüyor ancak yemek yapmak beni çok dinlendiriyor. Hafta sonları ve eve erken gelebilirsem mutlaka mutfakta oluyorum. Yemek yapmak kafamı çok boşaltıyor.

Ne tür yemekler yapmayı seviyorsunuz?

Ben genelde japon mutfağında bir pişirme tarzı olan teppanyaki’de yemek yapıyorum. Bu, çok sağlıklı bir pişirme tarzı. Asya ve Uzakdoğu yemekleri deniyorum. Teppanyaki ile balık, tavuk ve et yapılabiliyor. Mutfakta sağlıklı yemekler pişirmeye çalışıyorum.

Deney yapmayı da çok seviyorum, yemeklerimin çoğu deneyler sonucunda ortaya çıkıyor. Aynen bilimsel deneyde yaptığımız gibi ilerliyorum. Her şeyi sabit tutup bir bileşeni değiştiriyorum. Örneğin Amerikan tipi kahvaltıyı çok seviyordum. Bu kahvaltıyı daha sağlıklı nasıl yaparım diye düşündüm. Bunun sonucunda sabah kahvaltılarında hazırladığım sağlıklı pancake tarifim ortaya çıktı. Adım adım un koymasam, şeker katmasam diyerek her seferde pancake’in içindekilerden birini değiştirerek kendi tarifimi oluşturdum. Un ve şeker içermeyen yulaf, yumurta akı ve tarçınla sağlıkla pancake’ler yapıyorum. Pancake için farklı soslar yapmak da mümkün oluyor. Örneğin kayısı ve hurma kullanıyorum. Hala 1-2 yeni malzeme ile yenilik denemeyi düşünüyorum. Hafta sonları mutfakta bu küçük deneyleri yapmak kafamı boşaltıyor.

Yazları daha çok hafta sonları teppanyaki’de tantuni, balık kokoreç gibi yemekler yapmayı seviyorum. Aynı şekilde farklı kokteyller denemek de eğlenceli. Geçenlerde gittiğimiz bir yerde hurmaları görünce hurmalı martini yaptırdık, çok güzel oldu.

KÖRLEME SATRANÇ
TAHTA OLMADAN OYNUYORUZ

Satranç oynamaya altı yaşında başladım. Doğma büyüme Ankaralıyım. Çocukluğumda satranç dergisi ve kitapları vardı ve ilk olarak oradan kendim öğrendim. Bilgisayarların yeni çıktığı dönemler babam bir satranç bilgisayarı aldı. Tabii eski bilgisayarlar çok yavaştı, bazen bir hamle yapması bir günü buluyordu. Ben hamleyi yapıyordum sonra okula gittiğimde tahtayı kafamda canlandırarak bir sonraki hamleyi düşünüyordum. Sonra körleme satranç oyununu öğrendim. Satranç ilk olarak İran’da çıkıyor; o dönemde deve üzerinde uzun yolculuklarda oyuncular hamlelerini söyleyerek körleme satranç oynuyor. Ben de zaman buldukça online olarak körleme satranç oynuyorum. Büyük kızıma da öğrettim, onunla oynuyoruz.

İŞ HAYATINA KATKISI

Satranç gelişim için çok önemli, hayata benziyor. Herkes tahtayı görüyor, herkes oynayabilir sadece olasılıkları hesaplamak gerekiyor. Satranç büyük resmi görebilmeyi öğretiyor. Sonraki 10 adımı tahmin edebilme ve ona göre plan yapmayı gerektiriyor. Ayrıca her taşın farklı görevi ve yetkinlikleri var. Yöneticiyseniz bir ekibe liderlik ediyorsunuz ve her birinin farklı yetkinliğini kullanmanız gerekiyor. Satrançta da bazen bir piyon, vezirden daha değerli olabiliyor. Satranç oynayan kişinin psikolojik olarak da güçlü olması lazım. Satranç, karar verme yetisini güçlendiriyor.

Evde en çok hangi yemekleriniz seviliyor?

6,5 ila 14 yaşında iki kızımız var. Hafta sonları kahvaltıyı ben hazırlıyorum. Simitle yaptığım hindi göğüslü veya sucuklu simit çeşitlerini seviyorlar. Şeker tüketmemeye çalışıyorlar, bu sağlıklı pancake’lerden yapıyoruz. Tantunide iddialıyım. Aynı şekilde deniz mahsullerinde, Asya usulü pişirmede iyiyim. Tencere yemekleri yapmayı sevmiyorum.

Bizim evde yaz-kış misafirlerimiz olur. Misafirin damak tadına göre yemek yapıyorum. İsterlerse yine teppanyaki’de lavaşlarla tantuni yapıyorum. İsterlerse Asya mutfağından somon ve etli noodle’lar hazırlıyorum. Yazın bahçede barbekü daha keyifli oluyor.

Yemek kurslarına gittiniz mi? Böyle bir niyetiniz var mı?

Hayır gitmedim, kitaplardan tariflere bakarak başlamıştım. Aslında sushi kursuna gitmek istiyorum. Evde yapıyorum bazen ama sushi yaparken hammadde bulmak çok kolay değil. Balığı kendim alıyorum, oturduğumuz sitenin balıkçısından özel getirtiyorum, kesimini de özel olarak yapmak zorunda kalıyorum. İleride farklı mutfaklar için kursa gitmeyi düşünüyorum. Mutfak Sanatları, Özyeğin Üniversitesi Cordon Bleu gibi güzel eğitim alınacak yerler mevcut, bunlara gidebilirim. Ama bana keyif veren sadece yemek yapmak değil, yemeği deneylerle farklılaştırabilmek.

Alışverişi siz mi yapıyorsunuz?

Kendi pişirdiğim yemeklerde alışverişi kendim yapmayı tercih ediyorum. Özellikle deniz mahsüllerini kendim gider seçerim. Mangal yapacaksam da her şeyi, kömürü bile, kendim alırım.

“BÜYÜK SAVAŞLARDAN SONRA BİR ODAM OLDU”
HER ERKEĞİN İSTEĞİ

Büyük savaşlardan sonra evde bir oda alabildim. İstisnasız her erkeğin sıkıntısı bu. Her erkek evde bir çalışma odası ya da mekanı olsun istiyor. Eşleri ise ‘ne gerek var’ diye düşünüyor. Çevremizde bir istisna görmedim ama sadece bazı erkekler itiraf ediyor. Bu evde bahçeye açılan kütüphanemin de içinde olduğu bir çalışma mekanım var. Evin en sevdiğim noktası, bir de bahçede küçük bir odamız daha var, orayı da çok seviyorum.

KİTAP YAZIYORUM

Bugünlerde yarı otobiyografik bir kitap yazıyorum. 90’lardan itibaren dünya ekonomisini, kendi hayatımla da kesişen bir dille anlatmak istiyorum. Ana hatlarını çıkardım ancak daha konsantre olup yazamadım. Hayalim yakın zamanda bu kitabı bitirmek. Zaten aktif çalışma hayatı sonrası akademik çalışmak istiyorum. Bir üniversitede ders verme, kitap yazma gibi uğraşlarım olsun istiyorum. Ama tabii şu an emeklilik bana uzak, henüz düşünmüyorum. İleride golf öğrenmek istiyorum. Kızların nerede okuyacağına göre belki yılın belli bir bölümünde başka bir ülkede de yaşayabiliriz.

İş için gittiğiniz yurtdışı gezilerinde farklı mutfakları denemeye çalışıyor musunuz?

Evet tabii. İş seyahatlerinde de yarım günlük bir boşluk koymaya çalışıyorum. Bu benim için hem dinlenme hem keşif oluyor. Örneğin geçenlerde Atina’da tüm ekip olarak Funky Gourmet isimli çok güzel bir restorana gittik. Orada yediğim Yunan salatasını en yakın zamanda evde yapmayı deneyeceğim. Yunan salatasının tüm malzemelerini blender’dan geçirmiş tülbentte süzmüş hafifçe tuzlayıp dondurmuşlar. Muhteşem bir tadı var. Masaya konulduğu an çok güzel bir salata kokusu geliyor.

Bir de altı ince bir kraker üstüne somon yumurtasını ezme haline getirip üstüne beyaz çikolata sürülmüş, inanılmaz bir tattı. Bunu da yapacağım. Yemeğin sunumu ve koku çok önemli, bu ikisini kombinlerseniz her şey çok güzel oluyor.

Özel tatillerde de güzel yemek arayışınız sürüyor o halde…

Seyahat öncesi restoranları belirliyoruz, gittiğimiz ülkelerde epey mekan geziyoruz. Sadece acı yiyemiyorum. Bu nedenle Hint yemeğiyle pek aram yok. Daha çok Akdeniz ve Asya mutfağı seviyorum.

Telefonumda bir restoran listem var. Gittiğimiz yerde restoranları oradan seçiyoruz, bazen de gezerken beğeniyoruz. Londra’da Borough Market’da gezinmeyi, istiridyenin yanında bira içmeyi seviyoruz.

İstanbul’da da Sarıyer Set Balık, Beşiktaş’ta Vogue, Gümüşsuyu’nda Topaz’ı seviyorum. Eşim çok araştırmacıdır. Yeni mekanları da denemek hoşumuza gidiyor. Etiler’de Fenix ve Karaköy’deki Colonie’ye de gitmeyi seviyoruz.

Klasik bir hafta sonunuz nasıl geçiyor?

Çok fazla iş seyahatim oluyor. Seyahatleri grupluyorum, bir ay seyahat ayıysa sonraki ay İstanbul’da olmaya çalışıyorum. Cuma akşamları genelde arkadaşlarımızla çıkmaya çalışıyoruz. Cuma dışarı çıktığımızda hafta sonu daha uzun geçiyor. Eşim tiyatroyu yakından takip ediyor. Daha çok sergi ve tiyatro gibi bir etkinlik yapıyoruz. Kızlarla da çıktığımızda sinemadan çok tiyatroyu tercih ediyoruz.

Cumartesi sabahları kesinlikle birlikte kahvaltı yapıyoruz. Uykucu bir aileyiz ama erken uyanmaya çalışıyoruz. Kızlarımızın kursları oluyor, onlara zaman ayırıyoruz. Cumartesi geceleri genelde evde oluyoruz. Evdeysek ben yemek yapıyorum, yazın sitedeki arkadaşlarla mangal yapıyoruz. Hafta içi de ailecek okuma saatlerimiz var, herkes kitabını alıyor, okuyor. Böylece çocuklarımıza da kitap okuma alışkanlığı vermek istiyoruz. Pazar günleri de birlikte kahvaltı sonrası sergi, davet gibi etkinliklere gidiyoruz.

“HAFTADA 3 GÜN SPOR YAPIYORUM”
ORMANDA DAĞ BİSİKLETİ

Ben çok sabah insanı değilim. Ama hafta sonları iki gün olmak üzere haftada 3 kez spor yapıyorum. Yazın erken kalktığımda havuzda yüzüyorum ve vücut ağırlığımla hareketler yapıyorum. Kışın ise ormanda koşuyorum ve dağ bisikletine biniyorum. Zamanım az olduğunda evde koşu bandında kros koşuyorum. Spor yaparken hep aynı tempoyu sevmiyorum, inişler çıkışlar olacak.

KIZLARLA KAYAĞA GİDİYORUZ

Birlikte kayağa gidiyoruz. Kızlarımla snowboard’a başladık. Ben adrenalin seviyorum, pist dışı kayıyorum, kulaklığımı takıyorum ve kendimi kaybediyorum. Eskiden tüple dalış yapardım, mağara ve derin dalışları seviyorum. Batık gemi dalışları yapıyorum. Çocuklardan sonra insan biraz daha duruluyor. 26 yıl önce yelken ve kaptan ehliyetimi aldım, yazları mavi yolculuk yapıyoruz. Özellikle katamaranla yol almayı seviyoruz.
Capital Dergisi