“Sorunların çoğu, iyi günlerdeki kötü yönetimden kaynaklanır”

“Sorunların çoğu, iyi günlerdeki kötü yönetimden kaynaklanır”

Kovid-19 salgını pozitif nakit akışının önemini bir kat daha artırdı. Euler Hermes Türkiye CEO’su Ahmet Ali Bugay’ın nakit akışını sağlam tutmak isteyenler şirketler için 7 kritik önerisi var: “İyi kayıt tutun, müşterilerden gelen sinyalleri dikkate alın, nakit akışı tablosu ve tahminleri oluşturun, tabloyu ve tahminleri her ay gözden geçirin, faturalama işlemlerinizi hızlı yapın ve geciken ödemeleri takip edin, yazılım kullanın, ticari alacak sigortasını değerlendirin…”

 

Berrin Vildan Uyanık- Akıllı Yaşam

 

Alacak sigortalarının önemi Türkiye’de yeni yeni kavranmaya başladı. Özellikle de Kovid-19 salgının hemen her sektörde yol açtığı belirsizlikler bu ürüne ilgiyi artırmışa benziyor. Türkiye’de alacak sigortası deyince ise ilk akla gelen firma Euler Hermes…

Euler Hermes Türkiye CEO’su Ahmet Ali Bugay ile salgının nakit akışına etkisini, bu konuda alacak sigortalarının önemini, şirketin bu alandaki hedef ve planlarını konuştuk…

 

2020 yılı şirketiniz ve sektör açısından nasıl geçti? Tüm dünyada ve Türkiye’de etkisini artırarak sürdüren Kovid-19 salgını sektörü nasıl etkiliyor? Türkiye’de alacak sigortasına ilgi ne düzeyde?

Ekonomik belirsizlikler kuşkusuz korunma ihtiyacını daha da artırdı. Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre 2020’nin ilk 8 ayında alacak sigortası prim üretimi önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artışla 302 milyon TL’ye çıktı. Bu yükselişin önümüzdeki dönemde de süreceğini tahmin ediyoruz.

Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının küresel ekonomide oluşturacağı risklerin başında ticari alacakların ödenememesi geliyor. Türkiye özelinde baktığımızda, “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adımları doğrultusunda KOBİ’lere “Devlet Destekli Alacak Sigortası” sağlanmaya başladı. Bu sigortadan yararlanmak için daha önce uygulanan 25 milyon liralık ciro şartı da 150 milyon liraya yükseltildi. Böylece cirosu 1 milyon liradan 150 milyon liraya kadar olan KOBİ’ler bu sigortadan faydalanabilir hale geldi.

Ülkemiz için yeni olsa da belirsizliğin de etkisiyle alacak sigortası şirketlerin yoğun ilgi gösterdiği bir ürün haline geldi. Biz de alacak riskini sağduyuyla yöneten, sektöründe katma değerli iş yapan şirketlerle çalışmaya özen gösteriyoruz. Müşterilerimiz sadece tazminat amaçlı değil piyasa, sektör, alıcı istihbaratı ve risk yönetimi için de bizimle çalışıyor. Ticari alacaklarını sigortalayan şirketler, mevcut müşterileriyle güvenle ticaret yapmalarının yanı sıra yeni pazarlara açılıyor, Euler Hermes’ten referans ve yol gösterici bir iş ortağı olarak da faydalanabiliyor. Ticaret yaptıkları firmaların kredibilite değerlendirmesi yapılıyor, faturaların ödenmeme riski ortadan kalkıyor. Olası hasarlarda ise Euler Hermes’in tahsilat ve yasal takip deneyimi ile işbirliği fırsatına da sahip oluyorlar.

 

Salgınla birlikte KOBİ’ler için ne tür önlemler aldınız?

İnsan sağlığını tehdit eden salgın, doğal olarak küresel ekonomiyi de etkiledi. Euler Hermes olarak tüm kriz anlarında olduğu gibi bu dönemde de müşterilerimizin yanında olmaya devam ettik. İçinde bulunduğumuz sıra dışı durumu da göz önüne alarak, durgunluğa karşı büyük şirketlere göre daha kırılgan olan KOBİ’ler için poliçe yönetimi ve özel nakit akışı destek paketinde bazı esneklikler sağladık. Bu şirketlerin ilgili yükümlülüklerini 31 Mart 2020 tarihinden itibaren (önceden ödenmemiş olmaması şartıyla) ilgili dönemde; prim/risk izleme ücret ödemelerini 31 Mayıs 2020 tarihine kadar erteledik. Ciro beyan yükümlülüklerini, 31 Mayıs’ı geçmeyecek şekilde 30 gün öteledik. Poliçede belirtilen temerrüt hali ve hasar bildirimi sürelerini de uzattık.

 

Euler Hermes olarak önümüzdeki dönem için hedefleriniz neler?

Müşterilerimizin ticari faaliyetlerini desteklemek adına var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. En büyük hedeflerimizden biri de dijitalleşmeyi şirketin her alanına yaymak. Müşterilerimize daha hızlı, kaliteli ve proaktif hizmet vermek için tüm süreçlerimizi dijitalleştirmeye devam edeceğiz. Gelecekte yeni iş ve girişimleri şekillendirmek söz konusu olduğunda, insanların daha sürdürülebilir bulacağı farklı yaklaşımlar ön planda olacak. Bu doğrultuda işimize uzun vadeli bakarak; hissedarlar, müşteriler, çalışanlar ve iş ortaklarımızın yararına optimize etmek için çalışacağız.

Bu dönemde dijitalleşme, verimlilik ve etkin risk yönetimi adına büyük hayalimiz olan lokal kredi risk ödeme analitiğinin kodlama yoluyla risk derecelendirme sistemimize entegrasyonu projesini hayata geçirdik. Bu entegrasyon, kredi derecelendirme ve risk tahsis sürecimizi hızlandırıp otomatik notlama sistemimizi de destekleyerek müşterilerimize daha etkin ve çevik hizmet vermemizi sağlayacak.

Bir yandan da günümüzün en önemli değerlerinden biri olan veriyi daha akıllı ve sistematik bir şekilde kullanarak cesur yenilikler gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ticareti kolaylaştırmanın yeni yollarını aramanın yanı sıra veri değişimi, finansman ve tedarik zinciri analizi konularındaki çalışmalarımızı hızlandıracağız.

 

Salgın süreci küresel ticareti nasıl etkiledi?

Küresel ticaret, Mart-Eylül 2020 döneminde tecrit uygulamalarından olumsuz etkilendi. 2020 ilk çeyrekte mal ticaretinde, 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana görülen en kötü daralma meydana geldi ki bu sonraki aylarda yaşanacakların bir başlangıcıydı aslında. Ticaret İvmesi Endeksimizde de ikinci çeyrekte daha da güçlü bir daralma olabileceğine işaret etmiştik.

Bugün geldiğimiz noktada ise karantina önlemlerinin gevşetilmesiyle dünya çapında mal ticaretinde beklenenden daha güçlü bir toparlanma gözleniyor. ABD ve Batı Avrupa’da ihracata yönelik toparlanma sinyalleri alıyoruz. Bu toparlanma Çin, gelişmekte olan Asya ülkeleri ve Doğu Avrupa’da daha hızlı seyrediyor.

2020 yılında küresel mal ve hizmet ticaret hacminin yüzde 13 civarında daraldığını tahmin ediyoruz. Bu da 4 trilyon dolarlık ticari kayıp anlamına geliyor. 2021 yılında ise küresel ticarette yüzde 7 teknik artış bekliyoruz.

 

Küresel ticarette, mevcut durumda alacakların ödenmesi konusunda risk gördüğünüz sektörler hangileri? KOBİ’lerin bu konuda özellikle nelere dikkat etmesi gerekiyor?

2020 yılında 700 milyar doların üzerinde ihracat kaybıyla enerjinin en fazla etkilenen sektör olduğunu düşünüyoruz. Enerjiyi 420 milyar dolar kayıpla metal sektörü ve 270 milyar dolar kayıpla otomotiv üreticilerine bağlı ulaşım hizmetleri sektörü takip edecek. Makine, teçhizat, tekstil ve otomobil tedarikçileri alanlarındaki ihracatta yüzde 15’ten fazla düşüş tahmin ediyoruz. Bir diğer riskli sektör olarak da havacılık dikkat çekiyor. Salgının devam etmesiyle birlikte yolcu talebindeki toparlanmanın gecikeceğini öngörüyoruz. 2020 yılında hava trafiğinin 2019’a göre yüzde 60 azaldığını ve ancak 2024’te kriz öncesi seviyeye tekrar dönebileceğini tahmin ediyoruz.

Bu ve benzer alanlarda iş yaparken Türk ihracatçılarımızın dikkatli olmalarını öneriyoruz. Krizden zarar görmeyecek sektörlerinse sadece yazılım, bilişim hizmetleri ve ilaç sektörü olacağını tahmin ediyoruz.

Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerini azaltmak adına başta merkez bankaları olmak üzere ülke otoritelerinin bir dizi kritik önlemleri devreye aldığı bugünlerde nakit ve nakit akışı büyük önem kazandı. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için en önemli enstrümanların başında nakit desteği geliyor. KOBİ’lerin yüzde 34’ü geciken ödeme durumlarında kredili mevduatlara güveniyor. Bunun yanı sıra her 7 işletmeden 1’i nakit akışı problemleri nedeniyle çalışanlarına ödeme yapmakta sorun yaşıyor. Faturalarınsa sadece yüzde 58’i zamanında ödeniyor. KOBİ’lerin nakit akış yönetimi, bu belirsizlik ortamında her zamankinden daha fazla önemli hale geldi. Her kuruluşun, maaş ve faturalarını ödemesi ve bunlara ek olarak büyümeye yönelik yatırımlar yapabilmesi için düzenli bir nakit akışına sahip olması büyük önem taşıyor. Nakit akışının kesintiye uğraması kârlı şirketleri bile iflasa sürükleyebiliyor. Bu durumda KOBİ’lerin risklerini en iyi şekilde ölçmesi ve etkileşimde bulunduğu şirketleri iyi analiz etmesi gerekiyor. Paranın nereden geldiğini tam olarak anlamak ve geleceğe yönelik gelir tahmini yapabilmek, şirketlerin büyümesini sağlama almak için önemli. Zayıf nakit akışı yönetimi çok fazla işletmenin çöküşüne sebep olabiliyor. 2019 yılının aralık ayında yapılan bir araştırma, KOBİ’lerin sadece yüzde 51’inin pozitif nakit akışına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Salgınla birlikte bu oranın daha da azaldığını düşünüyoruz.

Şirketler için nakit akışını sağlam tutma adına 7 önemli önerimiz var: İyi kayıt tutun, müşterilerden gelen sinyalleri dikkate alın, nakit akışı tablosu ve tahminleri oluşturun, tabloyu ve tahminleri her ay gözden geçirin, faturalama işlemlerinizi hızlı bir şekilde yapın ve geciken ödemeleri takip edin, yazılım kullanın, ticari alacak sigortasını değerlendirin…

IBM’in kurucusu Thomas Watson’ın da dediği gibi “şirketlerin sorunları kötü günlere değil, iyi günlere aittir”. Yani şirketlerin çoğunun sorunu, iyi günlerdeki kötü yönetimdir. Ekonominin iyi gittiği dönemlerde risk yönetimini en iyi şekilde yapmak ve sürdürülebilir bir büyüme stratejisi geliştirmek gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için en önemli etkenlerden birinin de finansal tabloların sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi olduğuna inanıyoruz. Finansal tabloları iyi bir şekilde analiz etmeyen şirketler için tehlike çanları çalmaya başladı bile. Krizlerden en az etkilenenler her zaman finansal tabloları çok etkin bir şekilde okuyabilen ve duruma göre önlem alabilen şirketler olmuştur.

Salgının etkilerine karşı aldıkları doğru kararlar, önümüzdeki dönemde şirketlerin başarısında büyük rol oynayacak. Öngörülemeyen bir salgının tüm sektörlerde hasara yol açtığı düşünülürse, şirketleri kâr veya hissedar getirisi gibi kriterlere göre ölçmek doğru olmayacaktır. Bu noktada salgına karşı aldığı önlemler KOBİ’ler için oldukça önemli. Kontrolsüz bir büyüme yerine doğru alıcı ve müşterilerle doğru işler yaparak kontrollü bir büyümeyi tercih etmeleri gerekiyor. Dolayısıyla iş yapılacak şirketlerle ticari güvenliği sağlamak KOBİ’lerin önümüzdeki dönemde normali haline gelecek. Bu noktada ticari alacak sigortasının önemini bir kez daha vurgulamamız gerekiyor. Geciken ödemelere karşı KOBİ’lerin kendilerini ticari alacak sigortasıyla koruması çok önemli. Alacak sigortasının KOBİ’lere büyük bir destek sağladığını söyleyebiliriz. KOBİ’ler, alacak sigortası sayesinde ödeme kapasitesi düşük müşterilere karşı güvence sağlarken güvenle büyüyebilir.

“KİK’LE ÖNÜ AÇILAN KEFALET SİGORTASI İÇİN YENİ ADIMLAR GEREKİYOR”

 

Biraz da kefalet sigortasından bahsedelim isterseniz, bu alanda ne gibi gelişmeler var?

Kefalet sigortası da Türkiye için yeni bir alan, 2014 yılında tanıştık. O dönemde de sadece Türkiye’de özel şirketler arasında ve uluslararası işlemlerde kefalet senedi düzenlenebiliyordu. Euler Hermes olarak biz de o tarihlerde sadece uluslararası işleri değerlendirebiliyorduk. O dönemde sadece genel şartların yayınlanması, diğer yasal düzenlemelerin yapılamaması ürünün bilinirliğinin artmasını geciktirdi. 2017 yılında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda (KİK) yapılan düzenlemeyle kamu ihalelerinde kefalet senedinin kullanılabilmesi, hem sektörün hem de piyasanın gözlerini bu ürüne çeviren gelişme oldu. KİK’teki bu değişim sayesinde hem yeni sigorta firmaları bu ürünü sunmaya başladı hem de müşteriler bankalar dışında bir finansal kuruluşla çalışma şansına sahip oldu.

Ancak bu ürünün kullanımının artması için yapılması gereken daha çok çalışma var. Örneğin, gümrüklere ve mahkemelere düzenlenen mektuplar başta olmak üzere hala sigorta şirketleri bazı kefalet senetlerini düzenleyemiyor. Bu işlemler için ilgili kanunların değişmesi ve daha başka kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılması gerekiyor. Bankalar e-imzalı mektup verebilirken sigorta şirketleri veremiyor. Bu düzenlemeler yapılırsa ürün piyasada daha da yaygınlaşacaktır.