“TARS\u0130M b\u00fcy\u00fcd\u00fck\u00e7e \u00fcretici kazan\u0131yor”

“TARS\u0130M b\u00fcy\u00fcd\u00fck\u00e7e \u00fcretici kazan\u0131yor”

Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), Türkiye’deki en başarılı “Kamu – Özel Sektör” ortaklıklarından biri olarak günden güne hızla büyüyor ve güçleniyor. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “TARSİM, kâr amacının olmadığı, imece usulünün uygulandığı bir sistem. Üreticilerimiz bunun farkına varır da Havuz daha da genişlerse, o zaman maliyetler, primler, uygulanan muafiyetler düşecek ve her zaman olduğu gibi yine üreticimiz kazanacak” diye konuştu. Satoğlu, üreticilerin merakla beklediği kuraklık teminatının verilebilmesine ilişkin olarak çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, TARSİM’in geldiği nokta ve gelecekteki hedeflerine yönelik Dünya’dan Yakup Sayar’a açıklamalarda bulundu. 2015 yılının üretim tarafıyla değerlendirildiğinde TARSİM açısından gayet iyi geçtiğini söyleyen Satoğlu, “Bir önceki yıla göre hem poliçe adetlerinde, hem de sigortalanan alanlarda çok ciddi artışlar söz konusu. Bu artışta, ilave teminatların devreye alınması, tanıtım ve bilgilendirme ile sigorta şirketlerinin yoğun pazarlama faaliyetlerinin yanında 2014 yılında yoğun olarak yaşanan don, dolu, fırtına, sel-su baskını hasarlarının etkili olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Riskin en yoğun olduğu alan bizde

Geçen yıl hemen hemen ülkenin her bölgesindeki ciddi hasarların yaşanmasının üreticileri önlem almaya ittiğini ifade eden Satoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Poliçe adetlerindeki yüzde 30 civarındaki artışın ana nedenlerinden bir tanesi bu. Bu yıl da  yine hasarın yoğun yaşandığı bir yıl oluyor. Özellikle bazı bölgelerde hasarlar çok etkili oldu. Tarım, iklimsel değişikliklerden ciddi şekilde etkilenen bir alan. Zaten bu nedenle de bacasız endüstri, üstü açık fabrika olarak adlandırılıyor. Riskin en yoğun olduğu alan bizde. TARSİM olarak bu yıl biraz bu konularda yoğunlaşarak hem üreticilerle olan iletişimimizi, hem de TARSİM’in algısıyla ilgili çalışmalara yoğunlaştık. Dolayısıyla bu yıl bizim için hem üretim hem de diğer iletişim faaliyetleri açısından çok iyi bir yıl ve öyle de devam ediyor.”

En büyük sorunlarının poliçe yenilemelerindeki değişkenlik olduğunu söyleyen Yusuf Cemil Satoğlu, “Biz eğitimlerimizde üreticilerle bir araya geldiğimizde mutlaka düzenli olarak sigorta yaptırmaları gerektiğini vurguluyoruz. Üretici açısından bunun bir alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Üreticilerimizin bu alışkanlıkları ne yazık ki biraz zayıf ancak biz güçlendirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. 

Artık az riskli yer diye bir şey kalmadı

Öte yandan üreticilerin genellikle çok riskli gördüğü yerleri sigortalattıklarına değinen Satoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık üretici açısından, iklimsel değişikliklerle birlikte, az riskli yer diye bir şey kalmadı. Çünkü son yıllarda 30-40 yıldır hiç dolu olmayan yerlere dolu yağıyor, 50 yıldır ilk defa don olabiliyor. Üreticiler çok riskli yerleri sigortaladığı sürece Havuzda riskli poliçeler birikiyor. Bu da hasar maliyetlerini yüksek tutuyor. Dolayısıyla, üreticilerin önceki yıllarda hasar aldıkları parselleri değil de tüm parsellerini sigortalatması gerekiyor.”

Sistemin sürdürülebilir olması gerekiyor

TARSİM’in kâr amacı olmadığına dikkat çeken Satoğlu, “Biz kâr amaçlı bir işletme değiliz. Kanunen zaten kâr amacımız olamaz. Ancak Sistem’in de sürdürülebilir olması gerekiyor. Yani ödediğiniz hasarlarla oluşan prim havuzunun da dengeli olması gerekiyor. Yani 3 lira Havuza gelir elde edip, üreticiye 10 lira tazminat öderseniz bu Sistemin devam etmesi mümkün olmaz. Burada denge olması lazım. Bir bölgede bu sene hasar oluyor seneye o bölge hasarsız geçiyor, bir başka bölgede hasar oluyor. Dolayısıyla imece usulünün uygulandığı bir Sistem bu. Eğer üretici bunun farkına varır da Havuz daha da genişler ve güçlenirse o zaman maliyetler, primler, uygulanan muafiyetler düşecek ve yine üretici kazanacak” dedi.

Kuraklık teminatı ile büyümemiz katlanır

2015 yılı sonunda toplam prim üretiminin yaklaşık 950 milyon TL seviyelerine ulaşmasını hedeflediklerinin altını çizen Yusuf Cemil Satoğlu, 1 milyar liraya hızla yaklaşmanın heyecanını hissettiklerini belirtti. “Geçen yıl bu rakam 683 milyon liraydı” diyen Satoğlu şunları söyledi: “2016 yılı belki 1.3 milyar TL’den bahsedeceğiz ve hızla da büyüyoruz. Daha ilave edilecek teminatlar var, üzerinde çok yoğun çalışan bilimsel çalışmalar yapılan teminatlar var. Kuraklık bunlardan biri. Sürdürülebilir bir kuraklık sigorta programının oluşturulması için, araştırma ve fizibilite çalışmalarının yapılması, buna göre gerekli veri altyapısının tamamlanarak, sigorta programının tasarlanmasının ardından uygulamaya geçilmesinin mümkün olabileceği görülüyor. Bu çerçevede kuraklık riski ile ilgili olarak 2 yıldır Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor.”

Dünyada birçok ülkeye örnek oluyoruz

Kamu-Özel Sektör ortaklığında, TARSİM’in benzer yapılar içinde Türkiye’deki en özel ve başarılı örneklerden olduğuna değinen Satoğlu; “TARSİM dünyadaki birçok ülkeye örnek teşkil ediyor. Dünya Bankası’nın örnek aldığı projelerden bir tanesiyiz. Çin ve Kenya’da benzer modellerin oluşturulması için çalışma yapıyorlar. Yakın zamanda arkadaşlarımız Ukrayna’ya gittiler orada Türkiye Cumhuriyetleri ve Doğu bloğunun temsilcilerine sunum yaptılar ve TARSİM modelini anlattılar. Yine bir süre önce Karadağ’dan, Cezayir’den talep geldi. Bunlar TARSİM için çok sevindirici. Unutmamak gerekir ki, Devlet’in de Sistem ile ilgili kararlığı ve arkasında duruşu çok önemli. Bu destekle Sistem bu kadar hızlı gelişti ve güçlendi ve TARSİM bir dünya markası oldu” diye konuştu.

Devlet desteği ile primler oldukça uygun

Primlerin düşmesinin Sistemin yaygınlaşmasıyla mümkün olabileceğine değinen Yusuf Cemil Satoğlu, “Yüzde 50 devlet desteğiyle ödenen primlerin oldukça uygun olduğunu düşünüyoruz. Ama bazı riskli yerlerde fiyatlar daha yüksek ancak bunların daha aşağı düşebilmesi için üretimin yaygınlaşması ve artması gerekiyor. Yaygınlaşması gerekiyor ki bu fiyat aşağı doğru düşsün. Bunun için de, üreticilerin önceki yıllarda hasar aldıkları parselleri değil de tüm parsellerini sigortalatması gerekiyor. ” diye konuştu.

Aşırı yağış teminatı için çalışıyoruz

Yeni teminatlar üzerine yoğun bir mesai harcadıklarını anlatan Yusuf Cemil Satoğlu, “Şu anda, aşırı yağış, teminat kapsamı dışında, aşırı yağışın teminat kapsamına alınması için bilimsel çalışmalar devam ediyor. Asma yaprağı üzerine çalışıyoruz. Geçen yıl yağ gülü üzerine çalışıldı ve 2015 yılında yağ gülüne teminat vermeye başladık. Arıcıların, vahşi hayvan saldırısıyla ilgili talepleri vardı. Bu yıl onu da verdik.  Bütün bunlarla birlikte Sistem giderek büyüyecek” dedi.

Devlet’in desteği primde, tazminat ödemesinde değil

Üreticinin TARSİM’in bir Devlet desteği olduğunu düşündüğünü söyleyen Yusuf Cemil Satoğlu, “Üreticinin bunun bir sigorta sistemi olduğu konusunda biraz kafası karışık. Hasar olduğunda, bunun ödenebileceğini düşünüyor. Ama bu bir sigorta Sistemi. Elinde bir poliçe var, o poliçede yazan şartlar çerçevesinde tazminat ödeniyor. Devlet’in desteği prim kısmında, tazminat ödemesinde değil. Dolayısıyla bu bir sigorta sistemi, sadece bu algı üreticiyi zorluyor. Daha önceki dönemlerde bu tip bir Devlet desteği algısı oluştuğu için bunu da öyle algılıyorlar” diye konuştu. 

KISA KISA…

***TARSİM Çiftçilerle Buluşuyor adı altında gittiğimiz ilde 500’den fazla üreticinin katıldığı toplantılar yapıyoruz. O toplantılarda üreticilerin sorularını yanıtlıyor, talep ve önerilerini alıp önümüzdeki yılın teminat, kapsam ve şartlarını oluşturuyoruz. 

***Geçen yıl yaklaşık 530 milyon lira tazminat ödedik. Bu yılki rakamlar daha kesinleşmedi. Şu anda kesin ekspertizlerin yapıldığı dönemdeyiz. Eylül ayı itibarıyla netleşir. 

***Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş olan tazminat miktarı, poliçe vadesinden itibaren en geç 30 gün içerisinde sigortalıya ödenir. Tazminat, her halükarda, hasat tarihinden önce ödenmez. Hedefimiz bu süreyi daha geriye çekmek. 

***Poliçe duyarlılığı, poliçe alışkanlığı bölgeye, ürünün ekonomik değerine ve riskine göre değişiyor. Ürün bazında değerlendirdiğimizde ekonomik değeri yüksek ürünlerde sigortalılık oranı çok daha yüksek.

***Çiftçi Kayıt Sistemine göre değerlendirdiğimizde sigortalanabilir toplam kayıtlı tarım arazisinin yüzde 14-15’i sigortalı. Bu oran bölgesel olarak ise Trakya ve Ege’de daha yüksek.

***Hayvan hayat tarafında büyükbaşlarda sigortalanma oranları yüzde 5,5 civarında. Bu da işletmenin kurumsallığına ve büyüklüğüne göre değişiyor. Kurumsallık ve hayvan sayısı arttıkça sigortalanma oranı artıyor.  

***Teknolojiyi en iyi kullanan kurumlardan bir tanesi olduğumuzu düşünüyoruz. Sahada eksperler tablet kullanıyorlar ve raporlamalarını, sisteme girişlerini tablet üzerinden yapıyorlar. Eksper raporları ve risk incelemeleri online sisteme aktarılıyor.

 ***Bilim kurulumuz çok faal şekilde bilimsel çalışmalar yapıyor ve bu çalışmaları raporluyor. Bu raporlara göre biz de teminatlar ve fiyatlandırmalarla ilgili çalışmalarımızı şekillendiriyoruz.