Türk Nippon madencileri sigortalıyor

Türk Nippon madencileri sigortalıyor

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, maden çalışanları için zorunlu ferdi kaza sigortasında en etkin şirketlerden biri olduklarını söyledi. Pamukçu, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin ve Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun sigortalarını yaptıklarını aktardı.

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, 2015 yılında %55 oranında bir büyüme gösterdiklerini belirtti. Üretimlerinin %65’inin kasko ve trafik dışı işlerden, yani yangın, nakliyat, mühendislik, ferdi kaza, sağlık ve sorumluluk sigortalarından geldiğine değinen Pamukçu, sektörün en hızlı büyüyen şirketlerinden biri olduklarını vurguladı.
Madenciler için zorunlu ferdi kaza sigortasında en etkin şirketlerden biri olduklarının da altını çizen Pamukçu, “Örneğin Türkiye Kömür İşletmeleri’nin ve Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun sigortalarını yapıyoruz. Bu konuda Hazine Müsteşarlığı ve sektör çok hızlı bir şekilde hareket ederek sistemi kurdu ve süreci başlattı. Bu sigorta, yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunulan tesislerde istihdam edilen üretim ve üretim hazırlığı faaliyetinde bulunan personeli, söz konusu faaliyetlerin icrası esnasında meydana gelebilecek kazaların sonucuna karşı teminat altına alır” dedi.
Pamukçu, poliçenin nasıl yapıldığını da şu sözlerle anlattı: “Bu poliçenin tanziminden önce bir ön ekspertiz yapılır ve bu ekspertiz komitesinde; TOBB’un bildirdiği sigorta eksperi, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün bildirdiği Maden Mühendisi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bildirdiği İş Güvenliği Uzmanı bulunur. Bu komite onay vermesi durumunda sigorta poliçesi tanzim edilir. Sigorta şirketi tarafından poliçe tanzimi öncesinde ve poliçe tanzim edildikten sonra  maden ocağı işletmesinin asgari sigortalama şartlarını taşıyıp taşımadığının tespiti için, maksimum aralık altı ayda bir olmak üzere poliçe vadesinde en az iki kez ekspertiz komitesi ataması ve incelemesi yapılması gerekir.”
Maden ocağı işletmesinde gerçekleştirilecek inceleme sonucunda ilgili tesisin asgari sigortalama şartlarını kaybettiğinin tespiti halinde mevcut sigorta teminatının askıya alındığını dile getiren Pamukçu, maden ocağının tekrar incelenmesi için maksimum 1.5 aylık hazırlık süresi sonrasında aynı komitenin görevlendirildiğini söyleyerek sözlerini tamamladı. 

‘HESAPLAMAYA STANDART GETİRİLMELİ’

Pamukçu, sektördeki en önemli gündem maddesi olarak yerini koruyan trafik sigortasıyla ilgili sorularımızı da yanıtladı. Haziran 2015’te trafik sigortası genel şartlarının değiştiğini, ama uygulama alanı çok geniş  olmadığını hatırlatan Pamukçu,istenen değişikliklerin yürürlüğe girmesi için esas olarak Trafik Kanunu’nun değişmesi gerektiğini söyledi.
“Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasının standart hale gelmesi lazım” diyen Pamukçu, sözlerine şöyle devam etti:“Çünkü şu an bu tür tazminatlar söz konusu olduğunda, bu tazminatların hesaplanmasında sigorta şirketleri Hazine Müsteşarlığı tarafından ruhsatlandırılmış aktüerlerini kullanıyor. Aktüer bir hesaplama yapıyor, ama iş dava konusu olduğu zaman, mahkeme, bilirkişi atıyor. Bilirkişinin yaptığı hesaplamayla aktüerin yaptığı hesaplama arasında büyük farklar oluşuyor.”
Sigortacıların aktüerin hesaplamasına göre bir karşılık ayırdığını aktaran Pamukçu,dava söz konusu olduğu zaman aktüer hesabından çok daha fazla bir meblağ ortaya çıktığını, sigortacının yaptığı bütün hesaplamaların değiştiğini dile getirdi.Bunun dışında mevcut durumda tedavi hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurulu tarafından karşılandığını ifade eden Pamukçu,bu konuda da muallak bir durum olduğunu dile getirdi. Pamukçu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Örneğin, bakım hizmetleri söz konusu olduğunda veya mağdur ikinci defa tekrar hastaneye gittiğinde maliyetler sigorta şirketlerine yansıyor.”

‘ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ORTADAN KALKIYOR’

Alınan bütün yargı kararlarının geriye dönük olarak uygulanabilir olduğunu kaydeden Pamukçu,“Tazminat hesaplama standartlarının kanuni dayanağının olmaması nedeniyle mahkeme kararı ile oluşan içtihat, zaman aşımı süresince geriye dönük olarak tüm dosyaları etkiliyor, yoruma dayalı düzenlemeler zararı daha da artırıyor. Geriye dönük mevzuat düzenlemeleri veya içtihatlar ilave sermaye ihtiyacı doğuruyor ve öngörülebilirliği ortadan kaldırıyor” dedi.
Sigortacılıkta temel olarak riske ait geçmiş hasar frekansı ve olasılıklarına göre bir net risk primi belirlendiğini, bunun üzerine şirketin genel giderleri ile sabit ve değişken giderlerin konularak primin oluşturulduğunu açıklayan Pamukçu,“Örneğin, iki sene önce piyasaya sürdüğünüz trafik sigortasının primini bu yapıya göre oluşturup ürün satışı yapıyorsunuz. Sonra baktığınızda, bir sürü kararlar geriye dönük olarak alınınca hesapladığınız hasar maliyetinin hiçbir önemi kalmamış oluyor ve yeni maliyetler çıkıyor” diye konuştu.

‘ACİLEN KANUNİ DÜZENLEMELER YAPILMALI’

Döviz kurlarındaki geçen yıl yaşanan yaklaşık %20-25’e varan artışın da maddi hasarlardaki maliyeti artırdığına dikkat çeken Pamukçu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Geçen senenin dokuzuncu ay sektör rakamlarına baktığınızda sadece trafikte zarar 1.7 milyar lira, son 10 senelik zarar ise 7 milyar lira olarak gerçekleşti. Bunun dışında net öz kaynak kârlılığı dokuzuncu ay sonunda  -% 1.5 olarak gerçekleşti. Yani trafikteki zarar bütün diğer branşlardaki kârlılığı da alıp götürdü.”
Trafikteki sorunu çözmek için acilen kanuni düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizen Pamukçu,“Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle beraber bedeni hasarların hesaplanmasında standart getirilmesi lazım. Alınacak yargı karalarının geriye dönük etkisi minimum düzeyde olmalı veya hiç olmamalı” dedi.

‘YÜKSEK PRİMLER DOLAYISIYLA TRAFİK SİGORTASI İHMAL EDİLİYOR’

19 milyon aracın 16 milyonunun trafik sigortasına sahip olduğu bilgisini veren Pamukçu, geçen sene sonunda bazı araç grupları için tavan fiyat uygulamasına geçildiğini hatırlattı. Tavan fiyat uygulamasına geçildikten sonra kişiler sigorta yaptırmamaya başladı.” 
Trafik sigortasında Ağustos 2015’te %82.3 olan sigortalılık oranının, Ekim 2015’te %80.5’e gerilediği bilgisini veren Pamukçu, Trafik sigortası primlerinin nasıl düşürülebileceğini sorduğumuzda şu cevabı verdi: “Kanun’un değişmesinden sonra bir iki ay içerisinde düşüşlerin olacağı öngörülebilinir. Tavan fiyat uygulamasına da bir çözüm bulunursa fiyatlar daha da aşağı inebilir.”

‘SİGORTA FONLARI PİYASALARA DERİNLİK KAZANDIRIYOR’

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, sigorta sektörünün hem sosyal hem de ekonomi için fon yaratan bir gücü olduğuna dikkat çekti. Sigortacılığın büyüyen, kredi olanakları yaratan, içinde bulunduğu ekonomilere yön vererek uluslararası faaliyetlere yol açan bir sektör olduğunu vurgulayan Pamukçu,“İnsanlara anlatılması gereken bir konu bu esasında. Şu an gelişmiş finans ve sigorta piyasalarına sahip ülkelerde sigorta fonları piyasalara derinlik kazandırıyor ve bu fonlara da yüksek miktarlarda yatırım yapılıyor” dedi.

‘SİGORTACILIĞI TANITIRKEN SEKTÖRÜN BAŞARI HİKÂYELERİNİ ANLATMALIYIZ’

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, sigorta sektörünün başarı hikâyelerini anlatamadığını söyledi. “1999 depremi oldu, şirketler sorumluluklarını hemen yerine getirdiler. Van depremi oldu, yine sorumluluklarını hemen yerine getirdi. Birçok doğal afet ve büyük hasar oluyor, üstüne düşen görevleri anında yerine getiriyor. Tanıtımı biraz daha güçlü yapmak, olmayanı değil olanı anlatmak gerekiyor.  Biz şirketler olarak şu ana kadar olanı anlatamadığımız için suçlanan ve güven duyulmayan taraf olarak görünüyoruz” diyen Pamukçu,sektör olarak insanların sigortaya ve sektöre bakış açısını değiştirmeleri gerektiğini belirtti.
Ülkemizde sigorta ürününü pazarlamanın ve satmanın zor olduğundan bahseden Pamukçu,“Bireyler sigorta poliçesini ihtiyaç listesinde en sona koyuyor. Birde ekonomik kriz dönemlerinde veya konjonktürel belirsizliklerde ihtiyaç listesinden sigorta ihtiyacı anında siliniyor. İnsanlar doğal olarak temel ihtiyaçlarına gelirini ayırıyor. Topluma, hasarı olmasa bile sigortanın faydalarını anlatmak, sigortayı anlatmak zor. Bence en başta, sigorta bilincinin küçük yaştaki çocuklara eğitimle verilmesi lazım. Sigortanın eğitim programına girmesi gerek. Geçen senelerde eğitim müfredatına sigortanın sokulmasıyla ilgili çalışmalar oldu ama başarılı olunamadı. Herhangi bir okul kitabına, hasar olmuş bir evin masraflarının sigorta şirketi tarafından karşılandığını, o ailenin hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ettiğini anlatmak esasında çok önemli bir bilinç oluşmasını sağlar” diye konuştu.