“Türkiye’nin elektrikli araçlarda 2030 hedefi şarj sistemine bağlı”

“Türkiye’nin elektrikli araçlarda 2030 hedefi şarj sistemine bağlı”

Dünya Bankası, hazırladığı raporla Türkiye’de elektrikli araç hedefine ulaşılması için önerilerini aktardı. Raporda 2030 hedefi için kapsamlı bir şarj sistemi kurulması için kamu yatırımının önemi vurgulandı.

Dünya Bankası, elektrikli araçlar için şarj sistemi önerilerini sıraladığı raporunda, Türkiye’de elektrikli araçlara geçişin, halkın bu araçları benimsemesinin kapsamlı bir şarj sistemi kurmasına bağlı olduğu, bunun kamu yatırımını da gerektirdiği vurgulandı. Raporda, 2030’a kadar elektrikli araçlara geçiş hedefi hatırlatılarak, bunun gerçekleşebilmesinin sağlıklı bir şarj sisteminin kurulmasına bağlı olduğu belirtildi.

Raporda küresel deneyimde, şarj istasyonlarının şahsi şarj istasyonları (ev ve işyerleri, oteller vb.), herkese açık şarj istasyonları- şarj istasyonu işletmecileri olmak üzere iki temel yapı bulunduğu hatırlatıldı. Elektrikli araçların aynı zamanda depolama niteliği nedeniyle, evlere de enerji verebilir olmasına işaret edilen raporda, gelecekte bu çift yönlü yapının standart hale gelebileceği, otomobil üreticilerinin şimdiden bu türden sistem geliştiricilerle birlikte çalıştığı vurgulandı.

Türkiye analizi: Henüz uzun vadeli politika yok

Raporda, Türkiye’nin mevcut görünümüne yönelik analizde, menzil kaygısının istenen elektrikli araç geçiş hızını etkileyebileceği belirtilerek, bu kaygıyı giderecek bir ağ oluşturulması önerildi. Raporda, Türkiye’nin elektrikli araç pazarını dönüştürmeye yönelik orta veya uzun vadeli politikası henüz yok” denildi.

Dünya Bankası’nın tavsiyeleri

▶ Türkiye’nin batıda 25 km’lik bölümlemeler, doğuda ise 50 km’lik bölümlemeler yapılması gerekli Mevcut karayolları üzerindeki tesisler dikkate alınarak 1089 DC (doğru akım-hızlı şarj) istasyonu ile Türkiye’nin tamamı kapsanabilir. Bu yapının 2030 hedefi dikkate alındığında 2025 başına kadar tamamlanmalı.

▶Elektrikli araçların gelecekte aynı zamanda enerji deposu olarak da kullanılabilmesi nedeniyle akıllı şebekeler de buna uygun şekilde yapılandırılmalı. Şarj altyapısına belediyelerin de yatırım yapması, kendi araçlarını elektrikli araçlara dönüştürmesi gerekir.

▶Filo şirketleri elektrikli araçları görece daha hızlı benimsiyor. KOBİ’ler ve yol kenarı kasaba ve turistik yerler altyapı için uygun olacak. Yerel ticaret ve sanayi odalarıyla işbirliği yerel ücretlendirme için alternatif sağlar.

▶Türkiye’de regülasyon açığı da bulunuyor. Elektrikli araç şarjı hizmet olarak tanımlanıyor. Bunun yerine elektriğin yeniden satışı olarak değerlendirilmesiyle tedarik lisansına gerek kalmayacak. Şarj işleminin lisanslanması, ev tipi şarj noktaları, imar izinleri eksik regülasyonlar arasında.

▶Kamunun doğrudan yatırım, kamu alımı ve teşviklerle ilk etapta tüm yurtta şarj ağının oluşmasına katkı verilmesi gerekli. Elektrikli araçların benimsenmesi için bu tür araçlara teşvik verilebilir. Filo şirketleri, otoyol servis noktaları, otel zincirleri gibi yapıların hükümetlerle birlikte çalışmasının özendirilmesi de önemli. Devletten mali destek olmaksızın, şarj altyapısının geliştirilmesine yönelik serbest piyasa yaklaşımının, ekonomik veya sosyal açıdan sürdürülebilir olmayan bir dağıtıma yol açması muhtemel. E-mobilitenin sosyal ve çevresel faydaları, ticari fizibilitesi kadar önemli olduğu için, hükümet bu faydaları açık bir şekilde hesaba katmalı. Bu, iş gerekçesinin oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Mehmet Kaya/ekonomim