PSD3: Evrim mi? Devrim mi?

PSD3: Evrim mi? Devrim mi?

PSM DERGİSİ

Avrupa Komisyonu’nun Ödeme Hizmetleri Direktifi (PSD2) için 28 Haziran’da duyurduğu PSD3 mevzuat taslağı, ödemeler alanında çalışanlar için merakla beklenen önemli bir gelişme.

Komisyona göre koronavirüs salgınıyla başlayan elektronik ödeme trendi ve yeni oyuncularla AB ekosistemi 2017’ye nazaran yüzde 30 artarak 240 trilyon Euro’ya ulaştı. Ancak mevcut ödeme mevzuatının bu gelişmeleri yansıtmadığı düşünülüyor.

PSD2 ödeme ekosisteminde yaşanan değişimin başlangıcı olsa da sancılı üye devlet entegrasyon süreçleri ve hedeflenen değişikliklerin çoğuna ulaşamaması sebebiyle PSD3 için daha farklı bir süreç benimsenmesi öngörüldü. Peki PSD2 ve PSD3 arasındaki temel farklar neler? Elif Kocaoğlu Ulbrich ve Dr. Soner Canko yanıtladı…

Açık bankacılığın miladı PSD2

Açık bankacılığın miladı olarak kabul edilebilecek PSD2, 2016 yılından beri yürürlükte ve Avrupa Birliği’nin “ortak dijital pazar” hedefinin temel taşlarından biri kabul ediliyor. PSD2 hazırlanırken regülasyonun ödeme sistemlerini çağdaşlaştırması ve (özellikle bankalar ve girişimler karşılaştırıldığında) ödeme pazarı oyuncuları arasındaki dengesizliği eşitleyerek Avrupa çapında faaliyet gösterecek ödeme süper starları yaratması bekleniyordu.

PSD2 beklendiği üzere fraud seviyelerini azalttı ve sınır ötesi ödemeleri kolaylaştırdı. Ancak uzun ve masraflı entegrasyon süreçleri, API standartlarının tutturulmasında yaşanan sıkıntılar ve bankaların açık bankacılığın teoriden pratiğe dönmesi konusundaki tereddütleri sebebiyle Avrupa çapında rekabetçi ve inovatif bir ekosisteme ulaşılamadığı söylenebilir. İşte bu sebeple yasa koyucular PSD3’ün mevcut ödeme regülasyonlarındaki karmaşıklığı azaltarak inovasyonu desteklemesi amaçlıyor.

PSD3 ile beklenen gelişmeler

PSD3, özünde PSD2’yi teknolojik ve ekonomik gelişmelere göre güncelleyen bir mevzuattan daha fazlası. Öncelikle elektronik para mevzuatı (e-money directive) ile düzenlenen elektronik para kuruluşları (EMI) ve PSD2 ile düzenlenen ve ödeme kuruluşlarının (PI) PSD3 ile tek çatı altında birleştirilerek kafa karışıklığının azaltılması amaçlanıyor. Bu çerçeve yasallaşırsa aslen birbirine benzeyen EMI ve PI lisanslama süreçleri aynı mevzuat kapsamına alınarak yeknesaklaşacak.

Taslak kapsamındaki değişiklikler FIDA olarak adlandırılan bir açık finans kurallar bütününün bir parçası aslında. FIDA, tüketici çıkarları, rekabet, sistem güvenliği ve güveni merkeze koyan bir prensiple müşteri verisine erişimi daha güvenli, kolay ve yaygın bir hale getirmeyi planlıyor.

Bu noktada FIDA’nın tamamlayıcı unsurlarından biri olan PSD3’ün özünde ne dediğine, finansal sektörü önümüzdeki yıllarda neler bekleyebileceğine ve hızlanmakta olan açık bankacılık ilişkisine yakından bakmakta fayda var. PSD3, ana hatlarıyla üç önemli yenilik getiriyor:

* Ödeme hizmeti sağlayıcılarının (PSP’ler) lisanslama hükümleriyle ilgili birçok yenilik getiriyor.
* Bankalar için rekabeti artıracak hükümler öngörüyor.
* PSD2’nin diğer unsurlarını güncelleyip değiştirerek onu yeni bir ödeme hizmetleri yönetmeliğine dönüştürüyor. Bu unsurların bir direktiften bir yönetmeliğe taşınması, kuralların Avrupa genelinde daha tutarlı ve hızlı şekilde uygulanmasını sağlayacaktır.

PSD3 açık bankacılığı nasıl geliştirecek?

PSD3 bankaların FinTek’lere sağladığı API’ler için daha güçlü işlevsellik ve performans kuralları getirerek, ödeme bilgisi paylaşımını iyileştirmek ve açık bankacılık veri akışında gereksiz kontrolleri, adımları kaldıran açık bankacılığın temellerini güçlendirecek bir çalışma olarak okunabilir.

PSD2’de getirilen yeniliklere ek olarak, kullanıcıların veri paylaşımlarını daha rahat yönetebilmesi için merkezi bir gösterge paneli aracılığıyla onayladıkları açık bankacılık yetkileri üzerinde daha fazla kontrol ve görünürlük sağlayacaktır. Tüketicinin korunması ve güveni de ödeme alacak kişilere yönelik isim kontrolleri sayesinde dolandırıcılıkla mücadele için daha güçlü bir gelişme olacaktır.

FinTek’lere yönelik önemli bir destek de ödeme sistemlerine doğrudan bağlanmalarına izin vererek banka dışı ödeme hizmeti sağlayıcılarını bankalarla eşit seviyeye getirme önerisi. Bu durum Avrupa’da bankalar aracılığıyla ödeme alt yapısına bağlanma maliyetini ortadan kaldıracak ve FinTek’lere müşterilerine sundukları hizmet üzerinde daha fazla kontrol sağlayacaktır.

Uzun bir sürecin başlangıcı

Avrupa Komisyonu’nun da belirttiği gibi PSD3, bir devrimden ziyade bir evrim olarak görülmeli. Bu, uzun bir sürecin sadece başlangıcı olabilir. Tüm oyuncular büyük olasılıkla 2026 yılına kadar PSD3’e entegrasyonu tamamlayamayacak. Ancak bu yeni mevzuat yine de açık bankacılığın potansiyelini ortaya çıkarmak üzere önemli bir etki edecektir.

Tüm bu çabalar daha dinamik ve gelişen bir ödemeler sektörü yaratacaktır. Daha da önemlisi, Avrupalı işletmelerin ve tüketicilerin daha ucuz, daha hızlı, daha güvenli ödemelerden ve yenilikçi veri hizmetlerinden faydalanmasını sağlayacaktır.

Ülkemizde de önemli yansımaları görülen PSD1 ve PSD2 düzenlemelerinden sonra PSD3 düzenlemelerinin de kayda değer bir referans olacağı açık. Bu yüzden bu ve benzeri tüm gelişmelerin yakından izlenmesi, tartışılması ve yorumlanması tüm taraflar için faydalı olacaktır.