Türkiye’nin En Mutlu İşyeri: Papara Kampüs

Türkiye’nin En Mutlu İşyeri: Papara Kampüs

PSM DERGİSİ

Altunizade metro durağının birkaç yüz metre uzağında oldukça sessiz bir sokağın içinde, bahçesi, spor salonu, basketbol sahası sınırsız içecek ve yemek servisinin olduğu bir iş yerinde çalışmak ister misiniz? Papara çalışanların büyük bir kısmı, dışardan çalışma sistemi olduğu halde her gün keyifle bu işyerine geliyor. Yeni nesil ofislerin şık bir örneği olan Papara Kampüs, Silikon Vadisi’ndeki ofislerle yarışabilecek özelliklere sahip…

Teknoloji şirketleri hayatın her alanını olduğu gibi çalışma ortamlarını da değiştirdi. Çoğumuz Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin ofislerine nasıl farklı olduğuna dair çok sayıda haber okuduk ve “Acaba bizde de böyle ofisler yapılır mı” diye düşündük.
Finans dünyasında taşları yerinden oynatan FinTek sektörü bu alanda da farklılığı ortaya koymaya başladı. Belirli bir büyüklüğe ulaşan şirketler, çalışanları için Silikon Vadisi’ndeki rakiplerini aratmayan ofisler tasarlıyor.

PSM olarak bu iyi örnekleri okurlarımızla paylaşmaya karar verdik ve ilk olarak Papara Kampüs’ün konuğu olduk. Papara İnsan ve Kültür Direktörü Nergis Çetinkaya ile sıra dışı şirket merkezini inceleyip neler yaptıklarını yerinde gördük… 


Papara’nın yeni kampüsünüze taşınana kadar bulunduğu binalar nasıldı?

2016’da kurulan Papara, 2017 itibarıyla üç katlı bağımsız bir binadaki ofisinde faaliyet göstermeye başladı. Ardından hızlı büyümenin ve çalışma ortamının modernleşmesinin gereği olarak “yeni jenerasyon ofis kampüs” yaklaşımıyla faaliyet gösteren JUSTWork’e taşındık. Salgınla birlikte tamamen uzaktan çalışmaya geçtik, ardından hibrit çalışma modelini benimsedik. Küresel salgın, şirketimizin hem kullanıcı tabanı hem de insan kaynağı açısından dikkate değer bir büyüme yaşadığı dönemi beraberinde getirdi. 2022’de yıllık yüzde 70’lere ulaşan insan kaynağı büyümesini önden tespit ederek, oluşacak yeni ihtiyaçlara hızlı ve çevik yanıtlar verebilmek amacıyla, 2022’nin başında Üsküdar Altunizade’de bulunan ve şu an içinde bulunduğumuz Papara Kampüs’e taşındık.

Papara Kampüs’ün tasarım aşamasını anlatabilir misiniz? Nasıl bir ofis kurguladınız, mimarlar ve teknik ekiple görüşmelerinizin ardından nasıl değişiklikler oldu?

Aslında biz Papara Kampüs’ün sıfırdan inşa etmedik. Bizim istediğimiz özelliklere sahip hazır bir yer arayışı içindeydik ve Papara kültürünün kökleneceği yeni dönemin başlangıcında Adort Mimarlık tarafından tasarlanan bu kampüsü seçtik. 6 bin metrekarelik bir kampüs içinde konumlanan ve tamamen çelik konstrüksiyon üç bloktan oluşan yeni binaların projesine Şubat 2019’da başlandığını ve projenin Nisan 2019’da teslim edildiğini biliyoruz. Esneklik, hafiflik, geçirgenlik gibi temalar üzerinden tasarlanan yapılar, dış görünüşleriyle bir teknoloji şirketine yakışır bir görüntü yaratıyor ve Papara’nın değerleriyle de uyuşuyordu.

Taşınma sürecinde, tamamen cam ve çelik konstrüksiyon malzemelerin kullanıldığı binanın temel özelliklerini büyük ölçüde koruduk. Her gün yoğun bir operasyon yöneten Kullanıcı Destek Merkezi’nin teknoloji, finans, pazarlama, uyum ve ürün ekipleriyle birlikte yer aldığı kampüsümüzde akustik de önemli hususlardan biriydi. Bina tasarlanırken yatay ve düşey öğelerin tümünde kumaş kullanımı bu beklentimizi de karşıladı. İç ve dış tasarımda kullanılan malzemelerin her biri hem fonksiyonel hem de akustik ihtiyaçlara yanıt veriyor ve Paparunner’lar için işlevsel ve yalın bir çalışma ortamı sunuyor.

“OFİSTE EV ORTAMI YARATMAYA ÇALIŞTIK”

Kampüsün özelliklerini, farklılıklarını ve bir iş ortamı açısından taşıdığı yenilikleri anlatabilir misiniz?

Hibrit çalışma yaklaşımını benimsemiş olsak da modern, yeni çalışma yaklaşımlarına uygun ofis binalarının çalışanların uzaktan veya eski ofis binalarında çalışırken elde edemeyecekleri anlamlı ve sürükleyici deneyimler sağlaması gerektiğine inanıyoruz. Herkesin internetin ve bilgisayarın olduğu her ortamdan çalışabildiği bir dönemde, ofise gelmeyi daha anlamlı kılacak ayrıntıların fark yarattığını biliyoruz. Bu noktada ofisin tasarımı, konumu, ulaşım araçlarına yakınlığı, kentle kurduğu ilişki ve şirket kültürünü nasıl desteklediği gibi etkenler önem kazanıyor. Hem çalışma hem sosyalleşme için kullanılabilecek ortak alanların varlığı, mekânın dönüştürülebilirliği ve çok amaçlılığı, çalışan esenliğine hitap etmesi, hibrit çalışma modeline uygun bir biçimde bir evde bulunabilecek elementleri içermesi, mekânın sıcaklığını da artırıyor.

Papara Kampüs, Altunizade metrobüs ve metro istasyonlarına çok yakın bir noktada konumlanıyor. Tasarımla ilgili incelikli ayrıntıların yanı sıra Papara Kampüs, Paparunner’ları, güzel havalarda happy-hour’lara, partilere ve zaman zaman yoga dersi gibi etkinliklere ev sahipliği yapan yeşillikler içindeki bahçesiyle karşılıyor. Sürpriz etkinlikler de düzenliyoruz. Örneğin, kısa bir süre önce “Köpeğini İşe Getir Günü” düzenledik ve oldukça renkli bir gün geçirdik.

Biraz önce bir evde bulunabilecek ayrıntılara sahip olmasına önem verdik demiştim. Evde çalışırken mola verip mutfağa gidip atıştırıyoruz, balkona ya da bahçemize çıkıp nefes alıyoruz. Bu duyguyu yaratmak için şık bir yemekhanemiz, atıştırmalık otomatlarımız, her binada ve her katta sınırsız su, çay ve kahve sunulan alanlar oluşturduk. Günün her saati açık olan Papara Kampüs’te kişisel antrenörü de olan bir spor salonu, uyku odaları, dinlenme alanları, basket sahası ve kayıt stüdyosu bulunuyor.
Açık ofis formatındaki Papara’nın üç binası da farklı ihtiyaçlara hitap eden özellikler taşıyor. Örneğin büyük toplantı odaları bir binada konumlanırken, her binada odaklı çalışmak veya uzun online toplantılara katılmak için yalıtılmış kübikler yer alıyor. Tamamen camla tasarlanan üst düzey yönetici ve toplantı odaları, şeffaflığa vurgu yapıyor. Her kademeden çalışan ofise geldiğinde dilerlerse ofis katlarında, dilerlerse bahçede, bazen de ofis içindeki rahat oturma elemanlarında dirsek dirseğe çalışabiliyor. Bu ortam, yeni ürünleri, yeni fikir ve projeleri beraberinde getiren ayaküstü diyaloglara ve yoğun paylaşımlara zemin hazırlıyor.

“PAPARUNNER OLMAK AYRICALIKTIR, ÇÜNKÜ…”

Kampüsün çalışan verimliliği ve mutluluğu üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

Hibrit çalışma modeline rağmen ofisin kullanım oranlarına baktığımızda, Paparunner’ların Papara Kampüs’ü ne ölçüde benimsediğini anlayabiliyoruz. “Paparunner olmak ayrıcalıktır, çünkü…” sorusuna verilen yanıtların başında “Papara Kampüs” geliyor.
Kampüsün de dahil olduğu pek çok kriterin göz önünde bulundurulduğu titiz bir değerlendirme sürecinin ardından hem çalışan oylarıyla hem de bağımsız bilim kurulunun incelemeleriyle 2023’te elektronik para sektöründe “Türkiye’nin En Mutlu İşyeri” olma başarısını kazanmış olmamızda Papara Kampüs’ün önemli bir yeri olduğuna inanıyoruz. İşini sahiplenen, hızlı hareket eden, cesur davranan ve büyük düşünmekten kaçınmayan Paparunner’lar, bu kültürel değerlere Papara Kampüs’ün besleyici etkileşimleri teşvik eden, huzurlu ve güvende hissettiren ortamında hayat veriyor.

Teknoloji şirketlerinde evden ve hibrit çalışma giderek yaygınlaşıyor. Bu yaklaşım kampüsteki iş ortamını nasıl etkiliyor?
Nitelikli, modern, küresel trendlere uygun, çalışan refahını önceleyen bir ofis tasarımının hibrit modeli benimseyen şirketlerde ofisin değerini artırdığına inanıyoruz. Sevdikleri insanlarla, sevdikleri işi, sevdikleri bir ortamda yapan Paparunner’lar için ofise gelmek bir külfete değil keyfe, isteğe, heyecana dönüşüyor. Papara Kampüs’te birlikte geçirilen vaktin kıymeti artıyor ve bu da verimliliği, başarıyı, ortak hedeflere koşma bilincini destekliyor.