Quick Sigorta’da İLKLER için HIZ limiti yok!

Quick Sigorta’da İLKLER için HIZ limiti yok!

Özlem Bayburs / obayburs@akilliyasamdergisi.com

 Yılın ilk yarısında hedefleri doğrultusunda performans sergileyen Quick Sigorta, yeni ürünlerini müşterilerine sunmak için gün sayıyor. 

Sigorta sektöründeki 5 yılı geride bırakan Quick Sigorta, deneyimli yönetici Eyüp Özsoy’la yenilikçi vizyonu doğrultusunda “ilk”leri hayata geçirmeye devam ediyor. Yılın ilk yarısında hedeflediği sonuçlara ulaşan Quick Sigorta, sektör ortalamalarının üzerindeki büyüme oranlarıyla dikkat çekiyor.

Quick Sigorta Genel Müdürü Özsoy, tamamlayıcı sağlık sigortası (TSS) ürünlerinde fark yaratan yeni ürünlerle piyasada yer alacaklarını belirtirken en çok potansiyel gördükleri oto sigortası branşları için şu yorumu yapıyor: “İlk 6 ayımızın sonuçlarına branşlar olarak baktığımızda hedeflerimizi gerçekleştirmiş durumdayız. Sadece kasko ve finansal ürünler bazında hedefimizin biraz gerisindeyiz. Yılın ikinci yarısında tüm hedeflerimize ulaşacağız.”

Quick Sigorta’yı en baştan beri finansal bir ekosistem olarak kurguladıklarını belirten Özsoy, bir başka yenilik olan Quick Finans’ın faaliyet izninin de geldiğini; ilk ürünleri piyasaya sürmek için geri sayımda olduğunu söylüyor. Özsoy, QPay ödeme sistemleri şirketlerinin de yıl sonu itibarıyla faaliyet iznini almış olacağının haberini veriyor.

Avrupa’ya açılma planlarıyla ilgili de bilgi veren Özsoy, hedefteki ilk üç ülkeyi Avusturya, Romanya ve Hollanda olarak açıklıyor ve fizibilite çalışmalarının sürdüğünü aktarıyor…

 

Quick Sigorta yılın ilk yarısını nasıl geçirdi? Güncel verilerinizi paylaşır mısınız?

2022 yılının ilk 6 ayı, içinde bulunulan ekonomik koşulların sektöre yansımasıyla oldukça zorlu geçti. Buna rağmen ilk 6 ay sonunda prim üretimimizi 1.8 milyar TL seviyesine taşıdık ve geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik.

 

İçinde bulunduğumuz enflasyonist ortamın etkisiyle hasar maliyetindeki artışa rağmen, bu dönemi 2021 yılında olduğu gibi teknik karşılıklarımızı daha da güçlendirerek geçirdik. Uzun vadeli yatırımların verimli dönüşleriyle özkaynak büyümemizi sürdürdük ve 1 milyar TL’nin üzerinde özkaynak büyüklüğüyle yarı yılı tamamladık. Beş yıllık bir şirket olarak ulaştığımız sonuçlardan gurur duyuyoruz.

 

Peki genç bir şirket olarak elde ettiğiniz bu başarının sırrı nedir?

Bu sorunun cevabını verirken Maher Holding Sigorta Grubu Başkanımız Ahmet Yaşar’ın şu sözünün altını çizmek isterim: “Şirket yeni, biz değiliz.” Çalışma arkadaşlarımızın hepsi kendi alanında uzman kişiler. Yönetimde herkesin ayrı bir söz hakkı ve katkısı söz konusu; karar almada hızlıyız. Her gelişmeyi anlık takip ediyor, esnek çözümlerle hareket ediyoruz. Uzun vadeli yatırımlarda ise seçiciyiz; mevzuatın izin verdiği ölçüde farklılaştırabiliyoruz.

Kendimizi baştan beri finansal bir yapı olarak değerlendiriyoruz. Bu arada Quick Finans’ın faaliyet izni de geldi. Bu şirketimiz ilk ürünlerini piyasaya sürmek için geri sayımda. Ardından QPay ödeme sistemleri şirketimiz de yıl sonu itibarıyla faaliyet iznini almış olacak. Verimli ve örnek bir yapı kurduğumuzu düşünüyoruz. Nitekim sektör paydaşlarımız da zaman zaman bunu dile getiriyor. Deneyimlerimizi onlarla da paylaşmaktan memnunuz.

 

TRAFİK KAZASINA BAĞLI BİR TSS ÜRÜNÜ ÇIKARACAĞIZ

 

Birçok branşta var olmanıza rağmen trafik sigortası ile öne çıkmış gibi gözüküyorsunuz. Portföydeki son durum nedir?

Aslında oto sigortaları dışındaki büyümemiz yaklaşık yüzde 300’lerde ama son fiyat artışları nedeniyle oradaki büyümeyi yakalama şansımız yok. Finansal olarak o noktada kalıyoruz. İlk 6 ay sonuçlarına branşlar olarak baktığımızda hedeflerimizi tutturduk. Sadece kasko ve finansal ürünler bazında hedefimizin gerisindeyiz. Ancak yılın ikinci yarısında asıl hedeflerimize doğru yaklaşacağımızı düşünüyoruz.

Mühendislik, yangın ve tamamlayıcı sağlık sigortası (TSS) branşlarında ise istediğimizi ilk 5 ayda elde ettik. TSS’de 10 bin sigortalı sayısına ulaştık. Bunların 9 bini yeni sigortalı. Sayıları 3 bin 500’e yaklaşan acentelerimizin bin 100’ü bu ürünümüzü sahiplendi ve satıyor. Bu sayıyı yıl sonuna kadar daha da artırmayı amaçlıyoruz. TSS tarafında tek bir ürünle çıktık, üç networkümüz var.

TSS’de medikal enflasyon çok yüksek, sektör de bunun farkında. Herkes o tarafa doğru bir hamle yaptı ama hasar primleri yükselince durur gibi oldular. Ama biz ürün çeşitlemesi yapmak istiyoruz. Bu ay sektörde hiç olmayan bir TSS ürünü çıkaracağız; trafik kazasına bağlı bir ürün olacak. Ardından yeni ürünlerimizi piyasaya sürmeye devam edeceğiz. Devletin de sağlık tarafında attığı adımlar var; şehir hastaneleri ağı kurulması ve ülkemizi sağlık turizmi merkezi haline getirme hamlesi söz konusu. Dolayısıyla sadece vatandaşlarımız değil yabancılar için de sağlık ürünlerinin pazarlanabileceği bir alan ve fırsatlar çıkıyor. Bu yüzden TSS’de kendimizi daha iyi konumlandırma amacındayız.

 

EKSPERLERİ ONARIMA ÖZENDİRİYORUZ

 

Oto sigortalarında her geçen gün büyüyen sorun hakkındaki yorumlarınızı alabilir miyiz? Siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

2022 başından bu yana zincir servis diye tabir edilen özel servislerle bir araya geliyor, her ay toplantılar yapıyoruz. Sigortalılarımızı buralara yönlendirmeye çalışıyoruz. Ancak henüz istediğimiz düzeye gelemedik. Bunun üzerine eksperlerle görüşmeye başladık; işin aslında onların mutfak kısmında yürüdüğünü gördük. O kısımdaki arkadaşları “onarımı özendirme” konusunda bilinçlendirmeye başladık.

Diğer şirketlerden farklı olarak bizim her işte farklı eksperimiz var. Çünkü bizim açımızdan hem yetkin hem de tarafsız hakem rolünü üstlenen onlar. Onlar sigortalılarımızla aramızdaki köprü. Ustalığı öldürmeden, hakkını vererek onarıma özendirdiğiniz zaman bir kazanç elde etmeye başlıyorsunuz. Hasar dosya maliyetleriniz düşmeye başlıyor. Yedek parça kullanımını ne kadar aşağı çekerseniz maliyetler de o kadar düşüyor.

Yedek parça fiyatları geçen yıldan bu yana yüzde 110 civarında arttı. Yıl sonuna kadar yüzde 50’lere varan ek artış bekleniyor. Biz de diyoruz ki “yedek parçayı ne kadar az kullanırsak maliyetlerimizi o kadar aşağı çekeriz”. Burada enflasyon bizi ciddi zorlayan bir etken. Bunu da hem eksperlerle hem de servislerle yaptığımız bu çalışmalarla önlemeye çalışıyoruz.

 

Kasko tarafındaki önlemlerinizden de söz eder misiniz?

Sektörün kaskoda hasar frekansı ortalaması yüzde 23’lere ulaştı. Trafikte bu oran yüzde 8’ler seviyesinde. Kasko satın alınabilecek prim yakalayabilmek için özel servisli poliçeleri öneriyoruz. Muafiyetli poliçe satın almaları ve her bir hasarda dosya açtırmamaları yönünde de tavsiyelerimiz oluyor. Raflarımızdaki ürünlerde çok esnek seçenekler sunuyoruz. Mesela bu yıl hiç dosya açtırmama taahhüdüne karşılık baştan indirimimiz var. Hasarsızlık indirimini baştan verdiğimiz ürünümüz var.

Bir başka poliçemiz de özel servislerin kullanımını kapsıyor. Bu yıl bu özel servislerin sayılarını artırdık. Her ilde ağırlıklı ve çok daha yetkin servislerin kullanımına yönelik seçenek sunduk. Hedefimiz, bu manevralarla sigortalı sayısını düşürmemek.

Hasar maliyetleri çok yüksek ama primler çok düşük. Sektör kaskoda şu anda primde 5 bin 500 TL seviyelerine gelmiş durumda. Oransal olarak da binde 10-15 seviyelerinde seyrediyor.

 

Artan enflasyondan nasıl etkileniyor ve ne tür önlemler alıyorsunuz? Maliyetleri yönetmek için neler yapıyorsunuz?

Gider kalemleri olarak az önce bahsettiğim gibi yedek parçalar ve işçilik var. Diğer tarafta da asgari ücret artışı söz konusu. Bunların artışı hem gelecekteki ödeyeceğimiz hasarı hem de geçmişte sırtımızda olan muallak hasarları doğrudan etkiliyor. Örneğin kur 8 lirayken poliçe sattık, 16 lirayken hasar ödüyoruz. Bunu kaldırma gücünüz sermayeniz sağlam değilse mümkün değil! Bir süre sonra satmamayı tercih edip, SEDDK’nın fokus alanına düşmüş oluyorsunuz ya da sermayeyi tüketmeye başlıyorsunuz. Basit anlamda yaşanan durumun sektördeki etkisi bu!

İşte biz de yukarıda söz ettiğim önlemleri alıyor, yoğunluğumuzu parça değişiminde değil işçilik yönünde yapıyoruz. Bedeni hasar yönetimini tamamen kendi içimize alıp yürütüyoruz. Orada da dosyaların üst üste önümüze gelmesini engellemek için bunu yaptık. Arabuluculuk sistemiyle dosyalarımızı sonlandırmaya çalışıyoruz.

 

İçinde bulunduğumuz bu enflasyonist ortamda sigortalanma oranı nasıl seyrediyor?

Geçen yılla kıyasladığımızda aynı seviyede sigortalılık oranı görüyoruz. Reel anlamda düşüş var ama sayısal anlamda düşüş yok. Çünkü araç sigortalarında bir kısım çıkarken yeni gelenlerle o kayıp kapanıyor. Çıkışlar olmasaydı artışlar olacaktı ama aynı oranda devam ettiğini görüyoruz.

Trafik branşında sigortasızlık oranı birkaç puan arttı ama kontrollerle ve emniyetin uygulamalarıyla çok da devam edebilecek bir durum yok. Poliçeyi yaptırmadığında da bir cezaya tabi olduğu için araç sahipleri sigorta yaptırmayı tercih ediyor.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’ndan neden çıktınız?

Tam olarak çıkmadık. Zorunlu sigortalarda devam ediyoruz. Özellerde yokuz. Aslında tahkimin olmasını isteyen bir şirketiz. Bir düzenlemeye tabi olmak gerektiğine inanıyoruz. Sadece belli düzenlemelerin yapılması, standart uygulamalardan uzaklaşılması ve adli yargıda olduğu gibi belli standartların getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yargı sigortadan faydalanma yeri olmamalı ve sigorta suistimalleri önlenmeli. Bu konularda gerek Sigorta Tahkim Komisyonu gerekse de SEDDK ile görüşüyoruz. Onlar da ilettiğimiz önerilerimize sıcak bakıyor. Yakında değişiklikler bekliyoruz.

 

Biraz da Quick Sigorta’nın orta ve uzun vadeli hedeflerinden söz eder misiniz? Avrupa’ya açılma planında ne aşamadasınız? Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Kuruluşumuzdan itibaren finansal bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Bunun ilk ayağı Quick Finans’tı, zamanı geldi ve faaliyet izni alarak başladık. Ödeme sistemleri şirketimiz QPay için geri sayımdayız.

Evet, Avrupa’da konumlanma da daha önceden dillendirdiğimiz hedeflerimizden. Bu hedeflerimizi zamana yayıp uygun iklim oluşunca hayata geçireceğiz. Yurt dışı için ilk üç ülke hedefimiz Romanya, Avusturya ve Hollanda.

 

Neden bu üç ülke? Buralarda daha önce böyle girişim olmuş muydu?

İlkleri seviyoruz. Şu ana kadar hiç denenmedi. Daha önce bir sigorta şirketinin bir banka kurması düşünülebilir miydi? Biz onu da gerçekleştirdik.

Küresel şirketler gelip ülkemizde sigortacılık yapıyor ve bu şirketlerle biz rekabet edebiliyoruz. Sigortada her yerde aynı anlayış olduğu için biz de Avrupa’da bu işi niye yapmayalım? Teknolojik altyapımızla, ürünlerimizle, bize benzeyen ve büyüklük anlamında kaldırabileceğimiz ülkeleri seçmeye çalıştık. Avusturya bize en çok benzeyen ülke. Romanya da aynı şekilde. Hollanda’da bazı avantajlar söz konusu. Fizibilite çalışmalarımız sürüyor, acelemiz yok.

 

KUTU

 

“SOSYAL SORUMLULUKTA DA FARK YARATIYORUZ”

Eyüp Özsoy, Maher Holding Sigorta Grubu ve Quick Sigorta’nın sigorta bilincinin artırılması ve sosyal sorumluluk bağlamında yürüttüğü çalışmaları da şöyle anlatıyor:

“Sosyal sorumluluk projelerimizle sektörün pek fazla dokunmadığı yerlerde varız. Geleceğimiz olan çocuklar ve gençlerimizle yürüttüğümüz çalışmalar var. Yıllardır devam ettiğimiz çalışmalarımız söz konusu. Maliyetlerin arttığı böyle bir dönemde çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.

Heybeliada Su Sporları Kulübü Yelken Takımları ile Galatasaray Kürek Takımı’nın sponsoruyuz. Alanya’da inşaatı biten Quick Okulu’nun yeni öğretim yılının başlangıcında açılışını yapacağız. Eğitime odaklanan bir şirketiz. ‘Teoriden pratiğe’ sloganıyla üniversitelerle yürüttüğümüz iş birlikleri var, sigorta yazılımlarımızı öğrencilere açıyoruz. Bankacılık ve sigortacılık öğrencilerinin özellikle teknik olarak pratik yapmalarına aracılık ediyoruz. Yöneticilerimiz sürekli üniversitelerdeki öğrencilerle bir araya geliyor. Holdingimizin verdiği öğrenci bursları var. Okul öncesi öğrencilerine yönelik kitap kampanyaları düzenliyoruz. Motosiklet festivallerinin sponsoruyuz…”